Sahaflara
sık uğrarım. Kitap alırım arada. Sokaktaki yer kitapçılarından da. Yerde
özellikle en yeni kitaplar da oluyor. Sahaflarda kitapların içine de bakarım. Çok
notlar çıkar kitap aralarından, kitaplara yazılmış notlar da olur. Bu notlardan
o insanları hayal ederim.
Birkaç gün
önce yerden birkaç kitap almıştım. Bir tanesi de Esma-Ül Hüsna’nın Esrarı adlı
kitaptı. Kitabın hemen ön kapağını açınca içinden bir not çıktı. Çok yeni
yazılmış daha. 7 Haziran ile 11 Haziran arasında yazılmış. Bir fırından
yapılmış günlük alışveriş listesi. Simit, börek, çay, çörek, su gibi.
Herhalde bu
kitabı okuyan kişi bir fırından alışveriş yapmış ve sonra toplu halde ödeyecek.
Bundan anlaşılan bu kişi yoksul birisi. Hemen ödeyemiyor demek ki. Belki de gün
içinde sadece bunları yiyebilmiş. Parası olunca ödeyecek.
Sonra da
kitabı satmış Bu kitabı on liraya aldım. O da belki beş liraya satmıştı. Büyük
şehirde yaşamak, alışveriş yapmak zor tabii. Başa çıkmak zor. Hayat işte. Belki
de çocuklarına alıyordu bunları. İnsanlar neler yaşıyor bu dünyada.
Bunu bir de
iyiye yorabiliriz. Olumlu yönden bakabiliriz. Bu alışverişleri yapan kişi diyet
yapıyor mesela. Bunları yazıyor çünkü kalorileri hesaplıyor. Ondan yazıyor.
Durumu da idare eder. Kitabı satmanın ona bereket getireceğini düşünüyor. Bir
dua kitabını satıyor. Şöyle düşünüyor. Bu kitabı alan kişi okuduğunda bu kitabı
satmak zorunda olan kişi için de dua okur, ne güzel olur.
Kim bilemem
ama niyet güzel.