GÜNCE

 

Tekne gezintisi yapmıştık ailece. Tekne gezintisi hoş olsa da bir dezavantajı oluyor. Sürekli teknedesin, aile içinde tartışma çıkınca tekneden inip gidemiyorsun.

Muzlu süte hep sütlü muz diyorum. Muzu daha çok sevdiğimden yani.

Gök gürültüsünden her zaman korktum. Gök birden çatlar patlar ya ışıklar çıkar yıldırım düşer, insan o anda kendini küçük ve çaresiz hissediyor.

Kene de fena bir şey. Bazen bahçeden balkondan gelir, asılı çamaşırlara yapışır içeri girer, hava rüzgarlıyken, serçe tırnağı kadar büyük bir böcek. O çamaşırın içinde kumaşla sıkıştırıp ona hiç dokunmadan öldürmek en iyisi.

Babaannem hep der, birine kızacaksan bile kibar kibar fırçala. Babaannem herkese oğul, torun, hala, teyze, dayı der, isimleriyle seslenmez, sadece bana ismimle seslenir.

Bir kere bol nohut yemeği ve bulgur yiyip ardından denize girmiştim ve dubaya yüzdüğümde hepsini orda çıkarmıştım. Pattisli, ıspanaklı börekleri severim. Bir de aydede böreği var, D şeklinde olan.

Bazen görüyorum migreni olanları, kafalarına bir bez bağlayıp karanlıkta yatıyorlar, eskiden migreni olanların kafasını delerlermiş. Eski tıp fenaymış.

Ne güzel çikolata çeşmeleri vardı, adam çeşmeyi açardı, kaba çikolata akardı, tüp çikolata vardı. Bazen bir kitap okursun, film izlersin, güzeldir, hüzünlüdür, pasta gibidir, vişnesi yanlışlıkla yere düşen bir pasta gibidir.

Rüyamda yürümeyi yeni öğreniyordum, bebek gibi adım atmaya çalışıyordum, bahçelikli bir yerdi, güneş de çok tatlıydı, parlak ve yakıcı değildi yani güzeldi bir de Elon Musk mı ne bir adam var ya o aslında siyah bir kadınmış, rüyamda gelip bana kocaman bir elmas verdi, yürümeyi öğrendim diye.