MUHTEŞEM KRALİÇE
The Great Queen Seondeok
Seondeok yeowang
Bölüm sayısı 62
Yayın Tarihi 2009
Shilla’nın entrikalı tarihinin bir döneminde geçen dizi tarihi gerçeklerden uyarlanmış. Deokman ikiz olarak dünyaya gelen prenseslerden biridir. Fakat ikizlerin kraliyet soyuna felaket getireceği ve erkek varislerin son bulacağına dair kehanet yüzünden kral ikizlerden birini ya öldürmek ya da gizlemek zorunda kalır. Kral ülke yönetiminde gücünü soylulara kaptırdığı için son derece pasif bir kraldır ve bu konuda yapabileceği hiçbir şey olmaz. İkizlerden birini gizlemeye karar verir ve daha doğum odasındayken kraliçenin en sadık hizmetçisi Sohwa’ya Deokman’ı vererek onu saraydan uzağa kaçırıp kendi kızı olarak büyütmesi ve sıradan bir insan olarak mutlu bir yaşantı sunmasını emreder. Sohwa bebekle beraber saraydan kaçar.
İkizler birbirinden habersiz şekilde büyür. Bu arada sarayın tüm gücü mühürdar ve rahibe Lady Mishil’ın elindedir. İkizlerden haberdar olmuştur ama bunu kanıtlamadan bir şey yapamamaktadır. Mishil tüm yaşamı boyunca hep kraliçe olup tüm gücü eline almak için yaşar, Shilla’ya hükmetmek tek hayalidir bu yüzden zaman içerisinde isteklerini yerine getirmeyen kralları bir şekilde alaşağı etmiştir. Şimdi de kraliçeyi devreden çıkartmak ve kralı tümüyle ele geçirmek belki de onu tahttan indirip yerine kullanabileceği başkasını getirmek için ikizleri kanıtlamak zorundadır. Böylece Deokman uzaklara kaçırılsa da Haranglardan Mishile bağlılık duyan ve son derece güçlü olan Chilso ne pahasına olursa olsun hayatını ikizi bulmak için ortaya koyar. Deokman, Sohwa ve Chilso ayrıca bebeği ve hizmetçiyi koruyan Büyük Usta Munno senelerce ortadan kaybolur.
Hikaye böyle başlar. Bir gün Chilso, Deokman ve anne bildiği Sohwa’nın yaşadığı yere tesadüfen gelir ve çok geçmeden durumu fark eder. Kovalamaca sırasında Deokman kimliğini tam olarak anlayamasa da kaybolan Munno’yu bulursa gerçek babasını öğreneceğini anlar, Chilso’dan kaçarlarken annesi Sohwa çölde bir kum bataklığına düşer ve onu kaybeder. Yaşadığı acı ve almak istediği intikam nedeniyle Deokman yolunu Shilla’ya çevirir. Bu noktadan sonra önce bir Harang alayına katılır, Kız kardeşini sıradan bir keşiş olarak tanır ve çeşitli maceralardan beraber kurtulurlar. Her şeyin arasında hala peşindeki katilden ve Mishil’ın oyunlarından defalarca kurtulmak zorunda kalırlar. Prenses olduğu anlaşıldığında gerçek ailesinden intikam almak istese de kardeşine duyduğu bağlılıkla onun yanında yer alıp Mishil’e sonuna kadar savaş açar. Bundan sonra hedefi daha önce hiç örneği olmamasına rağmen kraliçe olarak Shilla’ya hükmetmek ve hükümdar olmaktır. Bu Mishil’in bile aklına gelmemiştir.
Dizideki kötü karakterlerin bile o kadar derin duyguları ve kişilikleri var ki hepsine saygı duymak mümkün. Kötü karakterlerin bile ölümüne üzülüyor insan izlerken. Mishil örneğin ne kadar kötü de olsa kendince sebepleri ve arzuları o kadar güçlü ve bir kadın olarak o dönemde edindiği konum ve güçlü kişiliği karşısında insan saygı duyuyor. 62 bölüm olmasına rağmen dizi o kadar etkileyici ki hiçbir bölümü atlamadan izleniyor. Hele sonu o kadar etkileyiciydi ki insanın gözleri doluyor ve etkisinden bir süre çıkamıyor. Her bir karakter kendi amaçları ve duygularıyla bir bir ele alınıp değerlendirilmiş dizi boyunca hepsi çok seviliyor. Başta Bidam sevilmese de sonunda o bile vay be dedirtiyor. Ayrıca tarihe bakıldığında çok fazla kurgu ve efsane eklenmiş olsa da her birinin gerçekte yaşamış olması diziyi biraz daha etkileyici hale getirmiş.
Kraliçe ve hükümdar olduktan sonra Seondeok adını alan Deokman gerçekte de Shilla’nın ilk kadın hükümdarı. Shilla, Bekçe ve Goguryeo olarak üçe bölünmüş durumda olan Kore’yi tek bir krallık olarak birleştirmeyi hedefler. Kendi döneminde bunu başaramasa bile bunun temellerini atar ve kendisinden sonra bu hedefi yeğeninin oğlu tarafından gerçekleştirilir. Hükümdar olduğu dönemde pek çok yenilik ve reform yapmasıyla ülkeyi ileriye taşır. Tang Hanedanına öğrenciler gönderir, bir gözlem evi kurdurur ve tarım için yenilikler getirir. Kurdurduğu gözlemevi halen Gyeongju bölgesinde ayakta durmaktadır.
Dizi boyunca Deokman’ın doğumundan ölümüne dek tüm hayatını izlemek özellikle çocukluk dönemi çok keyifli. Çevresindeki diğer karakterlerle beraber nasıl büyüdüklerini ve güçlendiklerini izlemek güzel. Her zorluğun üstesinden nasıl geldikleri, akıl oyunları ve hem mutlu anları hem de üzüntülü anları doyurucu şekilde işlenmiş. Dizide en çarpıcı replikler Mishil ve Deokman’ın replikleri. Deokman'ın çölde Sohwa’yı kaybettikten sonra kendine gelmeye çalışırken söylediği şu cümle gibi “Çölde gözyaşı çabuk kurur.”
Unutulmaz dizilerden, finali ile, müziği ile, Yuşin, Munno, Chunchu gibi karakterleri ile.
Not:4/4
Hikaye böyle başlar. Bir gün Chilso, Deokman ve anne bildiği Sohwa’nın yaşadığı yere tesadüfen gelir ve çok geçmeden durumu fark eder. Kovalamaca sırasında Deokman kimliğini tam olarak anlayamasa da kaybolan Munno’yu bulursa gerçek babasını öğreneceğini anlar, Chilso’dan kaçarlarken annesi Sohwa çölde bir kum bataklığına düşer ve onu kaybeder. Yaşadığı acı ve almak istediği intikam nedeniyle Deokman yolunu Shilla’ya çevirir. Bu noktadan sonra önce bir Harang alayına katılır, Kız kardeşini sıradan bir keşiş olarak tanır ve çeşitli maceralardan beraber kurtulurlar. Her şeyin arasında hala peşindeki katilden ve Mishil’ın oyunlarından defalarca kurtulmak zorunda kalırlar. Prenses olduğu anlaşıldığında gerçek ailesinden intikam almak istese de kardeşine duyduğu bağlılıkla onun yanında yer alıp Mishil’e sonuna kadar savaş açar. Bundan sonra hedefi daha önce hiç örneği olmamasına rağmen kraliçe olarak Shilla’ya hükmetmek ve hükümdar olmaktır. Bu Mishil’in bile aklına gelmemiştir.
Dizideki kötü karakterlerin bile o kadar derin duyguları ve kişilikleri var ki hepsine saygı duymak mümkün. Kötü karakterlerin bile ölümüne üzülüyor insan izlerken. Mishil örneğin ne kadar kötü de olsa kendince sebepleri ve arzuları o kadar güçlü ve bir kadın olarak o dönemde edindiği konum ve güçlü kişiliği karşısında insan saygı duyuyor. 62 bölüm olmasına rağmen dizi o kadar etkileyici ki hiçbir bölümü atlamadan izleniyor. Hele sonu o kadar etkileyiciydi ki insanın gözleri doluyor ve etkisinden bir süre çıkamıyor. Her bir karakter kendi amaçları ve duygularıyla bir bir ele alınıp değerlendirilmiş dizi boyunca hepsi çok seviliyor. Başta Bidam sevilmese de sonunda o bile vay be dedirtiyor. Ayrıca tarihe bakıldığında çok fazla kurgu ve efsane eklenmiş olsa da her birinin gerçekte yaşamış olması diziyi biraz daha etkileyici hale getirmiş.
Kraliçe ve hükümdar olduktan sonra Seondeok adını alan Deokman gerçekte de Shilla’nın ilk kadın hükümdarı. Shilla, Bekçe ve Goguryeo olarak üçe bölünmüş durumda olan Kore’yi tek bir krallık olarak birleştirmeyi hedefler. Kendi döneminde bunu başaramasa bile bunun temellerini atar ve kendisinden sonra bu hedefi yeğeninin oğlu tarafından gerçekleştirilir. Hükümdar olduğu dönemde pek çok yenilik ve reform yapmasıyla ülkeyi ileriye taşır. Tang Hanedanına öğrenciler gönderir, bir gözlem evi kurdurur ve tarım için yenilikler getirir. Kurdurduğu gözlemevi halen Gyeongju bölgesinde ayakta durmaktadır.
Dizi boyunca Deokman’ın doğumundan ölümüne dek tüm hayatını izlemek özellikle çocukluk dönemi çok keyifli. Çevresindeki diğer karakterlerle beraber nasıl büyüdüklerini ve güçlendiklerini izlemek güzel. Her zorluğun üstesinden nasıl geldikleri, akıl oyunları ve hem mutlu anları hem de üzüntülü anları doyurucu şekilde işlenmiş. Dizide en çarpıcı replikler Mishil ve Deokman’ın replikleri. Deokman'ın çölde Sohwa’yı kaybettikten sonra kendine gelmeye çalışırken söylediği şu cümle gibi “Çölde gözyaşı çabuk kurur.”
Unutulmaz dizilerden, finali ile, müziği ile, Yuşin, Munno, Chunchu gibi karakterleri ile.
Not:4/4
Muhteşem Kraliçe fantastik bir eser, beğendim, saol.
YanıtlaSileğitim pınarı.
Silpiku, teşekkürler :)
Beklediğim yazın gelmiş. :) Harika anlatmışsın. Mishil ve Deokman' ın bir sahnesi vardı, yanlış bir yol izlese de Mishil aslında ülkesine ne kadar bağlı olduğunu da göstermiştir. Orada hayran kalmıştım. Bidan' ı en başından beri sevmiştim zaten, sonu da etkileyiciydi. :) Deokman da çok azimli ve halkını düşünen biriydi. Tabi çocukluğundan itibaren yetişme şekli de buna sebep olmuştur. Benim için harika bir diziydi. Replikleri zaten ayrı güzeldi. :)
YanıtlaSilduygu emanet.
Silevet o sahne hıhıms :) bidamı ben sadece finalde sevdim :) ah evet evet replikleri müzikleri ve muhteşem finali ile en sevdiklerim arasına girdi :)
En sağlam Kore dizilerinden biriydi. Kurgu ve karakterler bakımından çok kaliteli bir yapımdı. İkili arasındaki zeki akıl oyunları çok iyiydi.
YanıtlaSilokurix.
Silevet evet çok doğru söyledin :)
gerçek olaylara dayanan uzun soluklu bir dizi sanırım, Koreyle ilgili olması da cezbedici :)
YanıtlaSilahmet ozan.
Silevet evet dediğin gibii :)
Dizileri aralıksız izlemek çok iyi olur ve benim malesef hiçbir diziye ayıracak vaktim yok.Gercek yaşam olunca ilgimi çekiyor, keşke sinema filmi olsaydı..
YanıtlaSilgülten.
Sileh evet uzun tabii. gecede yaklaşık dört bölüm izledim, her bölüm bir saat :)
The French Dispatch'i izledin mi deep :))
YanıtlaSilkafa dergi.
Silyok bi bakayım neymiş :)
Ben bu tür dizileri pek sevmiyorum yani izlerken sıkılıyorum. Televizyonda veriyorlardı sanırım bunu bir de İmparatoriçe ki vardı. Yalnız ben dublaj izlemeyi pek sevmem Amerika vs hadi neyse de Asyalılar da garip duruyor.
YanıtlaSilgamzeli kız.
Silaa evet ben bilmiyordum ama eskiden trt de yayınlanmış. dublaj ben de izlemem deeee bu dizinin dublajı çok keyifli, yerli dizi izler gibi oluyor insan :)
Seyretmis gibi oldum ellerine kalemine emegine saglik deep. En son izledigim dizi yillar once person of interest dizisiydi ondan sonra baska seylere daldim ve firsat bulamadim diyeyim. Sana iyi seyirler. Sen seyret biz de yazilarini okuyup biyle dizilerden haberdar olalim
YanıtlaSilbize her yer okul.
Silpekii teşekkür ederim, seni görmek ne güzeel :)
Jussi Adler in bazı kitaplarının film olduğunu okumuştum deep sağol bulursam izlerim kalemi de çok iyi oku mutlaka 😀
YanıtlaSilderya.
Silhıhım okurums tabii, bi bakayım belki ingilizcelerini bulurum :)
ilkay.
YanıtlaSilevet sağlam dizi, dublajı da keyifli, yerli dizi izler gibi oluyor :)
ah yaa eveet üçüncü kez izledim ben dee sonunda halen ağlayabiliyorum olanları bilmeme rağmeen en sevdiğim tarihi dram dizilerinden biri bu, gerçekçi karakterler kurgu da çok iyi diziyi izledikçe her birine bağlanıyor insan ^^ mishil saygı duyulası kötülerden müttefik olsaydı müthiş bir şey olurdu ^^
YanıtlaSilsessiz gemi.
Silya valla ben de finalde gözyaşlarımı tutamadım, bidama hep kızsam daaa finalde kıyamadım :) bi dee prenses ve munno ölmeseydiii daha iyi olurduydu :)
Kore dizisi değil mi hiç sevemedim bunları..
YanıtlaSilaudrey.
Silben de blog arkadaşlarımız sayesinde son yıllarda alıştım :)
Kore dizisi Muhteşem Kraliçe hakkında okuduğum ikinci yazı deep, konusu itibariyle oldukça ilgi çekici. Başlarsam bırakamamaktan korkarım. 62 bölüm hiç az değil. Aklımda olsun. Emeklerine sağlık, hem izlemek hem de hakkında yazmak kolay olmasa gerek. Teşekkürler. :)
YanıtlaSilMaid'i sende görmüştüm izledim o diziyi. Hoşuma gitti. Adına Altın Küre sınırlı en iyi dizi kategorisinde rastladım. Aday yani. Yine o listede Dopesick isimli bir dizi var ona bakmayı düşünüyorum şimdilerde. :)
film gündemi.
Sileveet duygu emanet de yazdıydı geçenlerde :) maid çok iyiydi :) dopesick bir bakayım peki :)
Kore tarihi dramaları izlemeyi severim. Bu diziye benzeyen bir konuda Kore dizisi izlemiştim, adını hatırlarsam yazacağım. :)
YanıtlaSilbir pembesever.
Silpekiiii :)
O kadar çok severdim ki bu diziyi:)
YanıtlaSildiary of meri.
Silen sevdiklerimden oldu benim de ama ben yeni izledim yanii :)