Susam Sokağı dergileri vardı, İngilizce, çocukken okurdum. Okula da götürürdüm. Sınıf öğretmenim benden alıp dolaba kilitlemişti hepsini. Geri vermemişti.
Hasta olduğumda, romantik filmlerin etkisiyle olacak, Allahım nolur kimse bana aşık olmadan ölmeyeyim diye dua ederdim. Bak filmlerde aptallara bile aşık oluyorlar. Yoksa aptallar mı aşık oluyor ki filmlerde, diye düşünürdüm. Zeki insanlara zor aşık oluyorlar, zeki insanlar da zor aşık oluyor.
Annem hep bir şeyleri doğrar buzluğa atardı, halen de öyle, örnekse taze fasulyeler, bir yığın portakal, biberler. Şeyi seviyordum, elmayı doğruyorsun, ince daire şeklinde, biraz bal ve pudra şekeri ile fırına koyuyorsun.
Paralel evrende oksijen yok, oksijensiz olmaz, ben bakteri miyim yani, orda yaşayım. O yüzden paralel evreni merak etmiyorum. Ama bu evrende cadılar var. Eskiden cadı avları olurmuş, avlanan insanlar cadı değilmiş ama insanlar onların cadı olduğuna inanıyormuş.
Herhalde cadı değilimdir şimdi bu dünyada yani ama insanlar beni de yakıyorlar fikirleriyle, oluyor ya yani büyüklerimizin fikirleri, yanlış yargıları, okulda öğretmenlerimizin bazı sözleri filan onlar da bizi yakmıyor mu? Belki ben cadı değilimdir herhalde ama cadı çok bu dünyada. Cadıları yakmıyorlar artık cadılar yakıyor bizi önyargıları ile. En iyisi, sinirlenince ev işi yapmak, annem gibi, büyüyünce.
İnsanlar değişik. Çocukken çocuk olma çocuk gibi davranma derler, öyle davranırsın. Yaşından büyük davranıyorsun, yaşında davran, çocuk gibi derler, heh tamam dersin. Ergen olunca da sen büyüdün derler, hep bizi büyütmek istiyorlar yani. Büyükler de bu sefer içindeki çocuğu çıkar diyor birbirine, için ölmüş. Büyükler de küçülmek istiyor. Çok karışık bu büyükler de hayat da.
Halbuki en güzeli deniz kızı olmak olsa gerek, bu durumda, Barbi bebeklerimi hep deniz kızına dönüştürdüm. Onlarla beraber ben de olurum belki.
Yaaaa bu masumiyet! Cadı ile kendini aynı cümlede kullanmaz mısın lütfen! Bide deniz kızları kalp.
YanıtlaSilmavinin denizi.
Silcadı mı pekii :)
Eskiden çok güzel olan kızları cadı sanarlarmış, şimdi de bizim gibi ülkelerde mantıklı konuşanı sevmezler, cadı sanarlar galiba :) İnsanlar başkalarının hayatına karışmasa, kendi hayatlarına baksalar sadece bence şu ana kadar çok gelişmişti her şey. Ama öyle değil maalesef, o yüzden herkesi kendi olduğu gibi kabullenip boş vermek lazım:)
YanıtlaSilkayıp fısıltı.
Silah evet bizim ülke böyle yani :)
küçükken yaşımdan çok olgun davranan sakin bir çocuktum. herkes de beni överdi. böyle olmak içten içe hoşuma giderdi. o eski halimden eser yok şimdi. insanlar yaşlandıkça çocuklaşıyor diyorlar doğru sanırım. küçükken yapmadığım ya da yapamadığım her saçmalığı şimdi istemsizce yapıyorum. aaa bir bakıyorum saçmalamışım. büyüdükçe yapılan saçmalıklar çok can sıkıyor çok. hoooh.
YanıtlaSilkendi kaderini tayin eden gönül.
Silşirin yorum buu :)
ne desem ki şimdi bilemedim bence de yetişkinlerin kafası karışık bazen kim yetişkin kim değil o da karışık akıl yaşta değil baştadır diye boşuna dememişler :D herkesi olduğu gibi bıraksalar karışmasalar yorum yapmasalar herkes gül gibi yaşardı herhalde :)
YanıtlaSilsessiz gemi.
Sileveet haklısıın :)
Büyük olmak ayrı zor çocuk olmak ayrı. Hele ergenlik.. ve inan iki ergen annesi olmak en berbatı. sürekli kafanda dönüp duran düşünceler
YanıtlaSilada deniz.
Silha haa ergen annesi tabiii zordur :)
Ortaokulda bir arkadaşımız din öğretmenine bizde İncil var demiş öğretmen de getir bir bakalım demişti. Çocuk getirdi hoca onu aldı ve bir daha da geri vermedi :) Bunun mantığını şimdi anlayabiliyorum ama Susam Sokağı'nı kilit altına almak ne alaka çözemedim vallahi :))
YanıtlaSilfilm gündemi.
Silevet valla haklısın :)
Çok güzel bu yazın Deepsi :))) Özellikle insanlar değişik... diye giden paragrafın :))))
YanıtlaSilyıldız.
Sileveet öyleler :)
Çok şirin, Susam Sokağı dergileri kim bilir ne güzeldi, ve dediğin çok doğru küçükken çocuk olma, büyü biraz derler, büyünce de içindeki çocuk nerede:))
YanıtlaSileren.
Sileveet hayat çok karmaşık :)
sinirlenince ben de evişi yaparım pek güzel bütün çekmeceler dolaplar toplanır yerleştirilir şahane olur ev bir yandan da kendi kendime konuşur düşünür tartışırım o esnada
YanıtlaSilbabaannemin takvimciği.
Sileveet güzel yönteem :)
Bakteri misin :) Çok güldüm :)
YanıtlaSildada.
Silhihihi :)
Deniz kızııı ne tatlı:)
YanıtlaSilhayata dair.
Silen sevdiiiğim :)
Bence öğretmenin Susam Sokağı seviyormuş hazır bulmuşken el koymuş. :D Birde paralel evrende neden oksijen yok ya, vardır bence bir daha bakalım. :D
YanıtlaSilshe is the man.
Silbak bakalım işallah vardır :)
İngilizce dergi ve kitapları ben de çok severdim:)
YanıtlaSildiary of meri.
Sileveet hala öyleyims :)
Neden öyle bir şey yaptı ki sınıf öğretmeni aklım almadı gerçekten
YanıtlaSilahmet ozan.
Silhımm bilmemki vallası :)
Bizde de susam sokağı kitapları var 😊
YanıtlaSilderya.
Silne güzel yaaa :)
Merhabalar.
YanıtlaSilSusam Sokağı dergilerini hatırlıyorum. Ancak, İngilizcemiz olmadığı için bu dergiden alıp hiç okuma şansımız da olmamıştı. Ancak, öğretmenin söz konusu dergiyi elinizden alıp, dolaba hapsetme nedenini anlayabilmiş değilim, siz de bu konuda bir yorumda bulunmamışsınız.
Hastalandığınız da birinin size aşık olmadan ölmemeyi arzu etmiş olmanızın nedenini, ben de sizin gibi, izlenen romantik filmlerden kaynaklı bir istek olduğunu düşünüyorum.
"Sevmek Zamanı" isimli filmden ben de çok etkilenmiştim. İnsanın karşı cinsten bir arkadaşının olması her iki cins için çok güzel ve çok iyi bir durumdur. İnsana çok şeyler kazandırır. Ama bizim zamanımızda kimsenin karşı cinsten arkadaşı olamazdı.
Çocuk, davranışlarıyla kimseyi hoşnut edemez, kimseyi memnun edemez. Bunu siz de çok güzel bir şekilde özetlemişsiniz. Büyükler, çocukların seviyesine ineceği yerde, çocukları kendi seviyelerinde görme beklentileri yüzünden çocukların işi zordur!
Güzel ve keyifli bir paylaşımdı. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
recep altun.
Silnedenini bilmiyorum belki okulda oyalanmayım diyedir :) sevmek zamanı bence en iyi film ülkemizde çekilen :) eveet büyükler küçüklerin yaşına inmeyi bilmiyor :) teşekkür ederiim :)
Susam Sokağı'nı çocukken izlerdim, çok severdim. Hocan almasaymış keşke. :)
YanıtlaSilKüçükler büyümek istiyor, büyükler büyüdüğüne pişman oluyor.
duygu emanet.
Silsusam sokağı sevilmez mi ama de mii :) ha haaevet keşke büyümesek :)
çocukken büyük gibi davranırdım. Şimdi büyüdüm ve ergenliğe yeni girmiş gibiyim. Yani 30 yaşında ergenliğe yeni girmiş bir birey olarak tanımlıyorum artık kendimi. Çekemiyorum yoksa hayatı. Ortaçağda var olsaydım çoktan yakarlardı beni. Ortası yok :)
YanıtlaSilreikun.
Silşirin yorum :)
Öğretmenin dergileri geri vermemesi üzücü. Gerçek hayatta da var böyle öğretmenler işte.
YanıtlaSilbir pembesever.
Silyaa evet tabii var ki :)
büyükler ne istediklerini bilmedikleri için küçükler ne olacaklarına karar veremiyor, bence :)
YanıtlaSilkitap eylemi.
Silooo atasözü gibi olduuu :)
müfred.
YanıtlaSilevet vallahi de mii :)
Bir gün aşık olacaksın Deep :)
YanıtlaSilyaşamdan yazılar.
Silben olmayım aşık bana olsunlar yani :)
Tots tv nin ingilizce kitapları var bizde de , yine vermeye elim gitmedi. Ne olacak benim bu halim.
YanıtlaSilhandan.
Silha haa eski kitapları da saklıyon yanii :)
Susam Sokağı'nın şarkısını hâlâ hatırlıyorum. Ben en çok Minik Kuş karakterini severdim. Edi ile Büdü'yü de. Kaç yaşındaydım hesap etmedim 30 mu artık bilmiyorum ama çocuk gibi severdim. Yine gelse bilmiyorum yine izleyebilir miyim?
YanıtlaSilbücürük ve ben.
Silhımm izlersin herhalde yaaa :)
öğretmen susam sokağı dergilerini neden kilitleyip vermedi ki? cadı olabilirim ama deniz kızı olmak istemem. tek kıyafet giyiyorsun, soğuk suda yaşıyorsun, bence zor bir hayat :)
YanıtlaSiltosbağa günlüğü.
Silha haaa pekii deniz kızı olma seeen :)
Paralel evrende nasıl oksijen yok?:) Paralel evren tanımımız farklı sanırım:)
YanıtlaSilklio.
Silhımm senin paralel evren ne tarafa düşüyor :)
ilkay.
YanıtlaSilha haaa eveet zekisin hımm ama yani iyi bişi bu :) hippi ooo uyar sana cadı peki o da olsun madem peri de olabilirsin bence :)
ilkay.
YanıtlaSilhıhım ivit :)