Hava soğuk, kapalı, arada yağmur çiseliyor ama çok yağmıyor, çok ıslatmıyor. Bu havada akşam spora yogaya filan gidenleri kutlamalı. Bitki çayı içip dizi izlemeli. AFK Arena oynamalı.
Nüfus çok değişti, Suriyeli, Afgan, Arap çok. Pahalı evleri Araplar alıyor, para çok onlarda. Her dil konuşuluyor sokaklarda. Ama geceleri Afganlar sokak köşelerinde kızları taciz ediyorlar. Geceleri sokağa çıkmak tehlikeli. Sokaklarda yerlerde kurşunlar bile görülüyor, geceleri atılan silahlardan.
Taksim’e gitmek hiç de eğlenceli değil artık. Nişantaşı ise halen daha yürünebilir bir semt. Orada da nüfus iyice karıştı ama belki Prada, Vuitton, House Cafe filan olduğu için halen sosyetik. Nişantaşı minnoş semt ama kafelerde oturanlar minnoş, mimari olarak estetik de sayılmaz.
Gayet eğitimli, düzgün Suriyeliler de var ama işte Suriyeli deyince insanlar yine de bir duruyor. Bu tür durumlar her yerde oluyordur dünyada. Paris’te ismi Michel olan biri ile Amir olan biri ev kiralamak istese Michel’in şansı daha çok tabii. Münih’de adı Jurgen olan biri ile Şeyhmus olan biri ev kiralarken aynı şansa sahip olmayabilir.
Yağmurda ıslanmamak için bir kafeye girip kahve içmek istesen, örneğin en sıradan filtre kahve 60 lira, düzgün bir kafede. Sessiz olan, laptop açıp çalışabileceğin kafeler. Eski Bomonti Bira fabrikası civarında ne güzel kafeler var ama evet işte ucuz değiller.
Soğukta, yağmurda zor dışarı çıkmak. En güzeli, etli noodle sipariş etmek, evde filtre kahve içmek. Ya da belki hızlı bir yürüyüş ama insan çok araba çok. Şişli’den Osmanbey’e, Maçka’ya, Teşvikiye’ye, Harbiye, Pangaltı, Bomonti’ye veya diğer yöne Florence Nightingale’e, Trump’a, Zorlu’ya doğru yürümek. Bu yürüyüşlerin sonunda en güzeli Maçka Parkına gelmek. Kedileri izlemek. Cemal Reşit Rey, Muhsin Ertuğrul salonlarının yanından geçmek. Harbiye Müzesinden ileri gitmemek. Çünkü, Divan Otelini geçince artık Gezi Parkı var, ondan sonrası yabancı ülke gibi artık.
Ne kadar sıcak ve ne kadar gercek gozlemler... istanbulda dogup buyuyen biri olarak orantisiz buyudugu ve cok kalabaliklastigi icin orda yasayamam diyorum. Her gittigimde bir an once istanbuldan ayrilmak istiyorum.
YanıtlaSildeniz.
Sileveet burası çok kaotik artık :)
Bilmediğim İstanbul'un bilmediğim yönleri...
YanıtlaSilgeçmiş bahar mimozası.
Silistanbul çok yönlü zaten kimse bilemez bütün yönlerini :)
Üzülerek okuyorum bu tarz yorumları ama üzülmenin bir faydası yok. Ne yapılabilir hiç bilmiyorum.
YanıtlaSilkadriye.
Sileveet haklısın :)
çok üzücü
YanıtlaSilkadriye.
Silhıhıms :)
ilk fırsatta yurt dışına gidip geri gelmeyeceklerini söyleyen gençlerimiz geliyor istemsizce önce aklıma sonra da yakın geçmiş sayılabilecek bir zamanda Türk yurdu olan şehirlerde artık Türk kalmadığını da hatırlatıyor bir şeyler... bir şeyler olacak ama kimin planı pek anlaşılmıyor
YanıtlaSilahmet ozan.
Silhımm valla büyük bir akın var avrupaya türkiyeden :)
"İklim değişir Akdeniz olur, gülümse" Kemal Burkay dizesi, Sezen söylemişti. Aklıma geldi bu hüzünlü yazıyı okurken...
YanıtlaSilevde yazar.
Silevet haklısın hıhıms :)
Bizim buralarında pek farkı yok deep, geçen gün manavda ugandalı vardı, önceliği ona verdiler biliyormusun biz sıra da bekledik....
YanıtlaSilyüreğimin iklimi.
Sililginçmiş bu da :)
Kötü insan her yerde malesef. Kimi cehaletten bu halde, kimi de açgözlü olduğu zevk sefa derdine düştüğü için. Ama göze batanlar hep belli kişiler oluyor.
YanıtlaSilduygu emanet.
Sileveet çok doğru söyledin :)
Oralar benim pek de aşina olmadığım semtler ama artık bizim o tarafta bile gece dışarı çıkmak korkutucu olabiliyor. Eskiden gece 12 de eve yürüyerek dönerdim. Şimdi taksiyle dönüyorum.
YanıtlaSilshe is the man.
Silgece 12 sokakta amanin valla haklısın :)
İstanbul'da kendini yabancı memleket geziyormuş hissi vermeyen bir yerler kaldı mı ki :( var mı öyle şanslı insanlar..
YanıtlaSilvakti dem.
Silkalmadı de mi haklısın :)
Güzel bir yermiş ama sanırım biraz karışık:)
YanıtlaSildiary of meri.
Silistanbul her yeri kaos :)
Şimdi ne desem nereden tutsam hep haklısın yazdıklarında... 5 aydır İstanbul'dayım her yer söylediğin gibi... Söylenecek çok şey var da diyemiyorum..
YanıtlaSilgonca.
Silhımm haklısın eveeet :)
Ne tatlı yazmışsın, çok da doğru maalesef..:)
YanıtlaSileren.
Sildiy mi şekerlik :)
İstanbul'un merkezine hayli uzağım ve en çok market ve parklarda karşılaşıyorum yabancılarla. İstanbul zaten kalabalıktı iyice kalabalık oldu. Tam teşekküllü mutluluk veren tarzdaki gezmeleri bir de hayat pahalılığı baltaladı.
YanıtlaSilO kurşunlardan bizim buralarda da var. Ama bizim kovanlar sanırım kuru sıkı olanlardan. Ne yapacaklarını şaşırmış olanlar keyfine sıkıp duruyorlar. Gidişat hiç iyi değil...
:)
film gündemi.
Silaa hımm demek her yerde sıkıyolar amanin :)
Maçka otelinde kahve içerdik arkadaşlarla, yürürdük oralarda. Divan, gezi oralara gidiliyordu Pera palas a kahveye giderdik ki çok para kazanan kızlar da değildik demek ödenebiliyordu o zamanlar.
YanıtlaSilderya.
Sileveeet amanin divan pera paalı artıkın :)
Harbiye Müzesinden ileri gitmemek. Çünkü, Divan Otelini geçince artık Gezi Parkı var, ondan sonrası yabancı ülke gibi artık.
YanıtlaSilBunu okurken insanın içi sızlıyor Deep
yaşamdan yazılar.
Silya vallahi yaaa :)
Burger kahvesi iyidir, ya da mccafe :) Ya da belediyenin sosyal tesisleri,
YanıtlaSilavmlerdeki stand kahveciler.
Rastgele bir kafeye geçip otururken bile düşünür olduk.
küçük kara balık.
Silburger king kahvesi evet iyi ve ucuz :) beltur da haklısın :) avm kahvecilerini denemedim :)
Maçka parkına yukarıdan girişte bir kahvehane var ya, eski hani, orada Türk kahvesi içmek güzeldi ya, saklı bahçe gibi bir şeydi yeşilliklerin arasında :)
YanıtlaSilkitap eylemi.
Sileveet gözlemeci var orası hıhıms solda :)
Bir kahve tutkunu olarak bende isyandayım, çoook pahalı. Ve evet Taksim artık T bile değil...
YanıtlaSildada.
Sileveeeey :)
müfred.
YanıtlaSilanadolu yakası daha tatil yeri gibi avrupa iş merkezi gibi :)
ilkay.
YanıtlaSilyaa işte :)
Merhabalar.
YanıtlaSilBu paylaşımınızın beni en çok üzen tarafı, sığınmacıları ülkemize doldurup, ülkemizin demgrafik yapısının bozulmasına ve sığınmacıların bu kadar korkusuzca, fütursuzca, her naneyi karıştıryor olmaları o kadar çok kanıma dokunuyor ki, bana bir yetki verseler emin olun hiçbirine acımadan bir kasap gibi hepsini boğazlayabilirim. Sakın beni yanlış anlamayın. Günahsız, suçsuz, adam gibi adama bir lafım yoktur. Sığınmacı ya da bu ülkenin vatandaşı fark etmez. Kötüler için aynı şeyi çekinmeden yaparım.
Bu güzel Maçka paylaşımınızın bile rengini değiştirmiş ve aynen pişmiş aşa su katılmış gibi olmuş. Çok üzüldüm doğrusu. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
recep altun.
Silevet sığınmacıların kötüleri kötülük peşinde koşuyor hep. ya işte istanbul böyle bir yer oldu.
Nüfus çok değişti. Bu durumdan hiç memnun değilim açıkçası. Hoşuma gitmiyor. İstanbul, eskisi gibi değil. Eski tadı, düzeni yok. Bir yere gitmek daha da zorlaştı. Kafeler dediğin gibi pahalı. Sessiz kafe bulmak zor. Her yer kalabalık. İnsanların bazıları büyükşehire fazla geliyor bence. Kural tanımayan, görgü kurallarını hiçe sayan saygısız insanlar çok fazla.
YanıtlaSilbir pembesever.
Silevet evet saygısızlık kabalık hakim oldu.