Sayfalar

26 Temmuz 2022 Salı

ESNEKLİK

 




Herkesin algısı ve bilinç düzeyi aynı değil. Bazı insanların farkındalığı daha yüksek. O nedenle bir kitap bir kişiye hitap etmeyebilir, satır aralarında gizli gerçekler herkesin ilgisini çekmeyebilir.

Genelde çoğu insanda toptancı bakış açısı var. Bilişsel çarpıtma var. Şuna benziyor, tüm Japon edebiyatını kötüleyemeyiz veya tüm kişisel gelişim kitaplarını da kötüleyemeyiz veya tüm çizgi romanları, siyasi kitapları, dini kitapları kötüleyemeyiz. Bunlara karşı düşüncelerimiz olsa da.

Ama işte algılar farklı olabiliyor. Ya hep ya hiç dediğimiz bakış açısı var. Esnek olmak gerek, halbuki. Bizim ülke insanı esneklik konusunda zayıf. Fanatik algılarımız var. Belli bir kişiye ait algı da zamanla değişebilir, o kişi bunu görebilir.

Genelde farkındalık, bilinç düzeyimiz düşük. Yanlış öğretileri fanatik şekilde savunuyoruz. Ölümüne savunanlar bile var. Bu da gelişimi engelliyor. Ben hümanistim, ben gerçekçiyim, ben hayalciyim gibi tanımlamalar da sadece savunma mekanizması oluyor. Bunlar hep kalıp yargısı.

Mantık çerçevesinde davranmak iyi gibi duruyor. Gereksiz polemikler, duygusal polemikler, bizim ülke insanında popüler. Kişisellik de popüler. Konuyu kişilere çekmek yani. Ayrıca en zoru da yüzleşmek. Bu yüzden kolayı da, reddetmek. İnsan eksiğini görmektense başkasını suçlamayı tercih eder.

40 yorum:

  1. Menfaat Deep menfaat. Bu ülkede tek geçerli olan şey.

    YanıtlaSil
  2. Klasik bir deney aslında maymunlar kafese kapatılırlar ve bir muz demetini kafese koyarlar teker teker maymunlar muza uzandığında su fışkırtırlar ve son gireni diğer maymunlar döver bu sırayla devam eder öyle ki pes etmenin yani sıra kafese en son giren maymun uzandığında ise diğer maymunlar döver... En çok döven ise son maymundan bir önceki maymundur...
    Bir şekilde kendi acısını başkasından çıkarmaya alışmışız sanki problemleri diğer insanlara hatta problem yaşamadığımız insanlarla kaba bir şekilde çözmeye çalışıyoruz amaç çözmek de değil acısını çıkarma bilmiyorum yavaş yavaş değil artık empati duygusunu kaybettik bence...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. camdan düşler.

      ah evet empati nerdeee bizde :)

      Sil
  3. Herkesin ''aykırı'',''doyumsuz'' dediği Z kuşağına mensubum ve o zinciri Z kuşağının kırdığını düşünüyorum. Bu yüzden sevilmiyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dear monarosa.

      o zaman yaşasın Z kuşağııı :)

      Sil
  4. Herkesin algı ve bilinç düzeyi farklı fakat herkesin ilgi alanları da farklı. Bu son derece doğal. Bazı insanlar polisiye, macera sever bazıları tarihe, belgesellere ya da kişisel gelişime meraklıdır. Kimse birbirini kötülemiyor, o da nereden çıktı. Seversin ya da sevmezsin senin bileceğin iş. Biri sana benim sevdiklerimi sev sevmediklerimi sevme mi dedi? Olumlu ya da olumsuz eleştiri yapılabilir. Bunda bir yanlışlık görmüyorum. Siyasi kitapları okumak sana ne kazandırıyor, hepsi hikâye diyebilirsin. Bu kötüleme değil ki. Senin görüşün. Ben de sana derim ki hayır, siyaset her şeyin başı; sağlık, adalet, ekonomi, tarım, sanayi politikaları hakkında bilgi sahibi olmak, yanlışları görebilmek önemli. Ne var ki dini eleştiremiyorsun, kutsallara dokunamıyorsun. Genelde bu konular tartışmaya açık değil. Bence ayrışmanın esas nedeni bu. Esnek olmak gerek fikrine katılmıyorum. Her birey her konuda fikir sahibi olmalı ve bunu sonuna kadar savunmalı. Ancak sabit fikirli olmamalı insan. Sözgelimi biri beni ikna etsin, Müslüman, Hristiyan, Yahudi olabilirim ya da bir uzak doğu inanışına bağlanabilirim. Ama Müslüman birini istediğin kadar ikna etmeye çalış bir netice alamazsın. Hatta senin bu yaptığını inancına hakaret sayar. Tartışarak doğruyu bulmalıyız. Tartışmanın koşulu açık fikirli olmaktan geçer. Sorgulamadığın, tartışmadığın zaman kimse karşısındakinin ne düşündüğünü anlayamaz. Tartışma kültürümüz yok, bu yüzden inandığımız şeylere takım tutar gibi yapışıyor, bizim gibi düşünmeyenleri düşman görüyoruz. İnanç ve milli duygular sömürülmeye müsait. Sömürü devam ettiği sürece bu ayrışma devam edecek. Ne desek boş yani:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kaplan diary.

      psikologlara göre en iyi iletişim bilişsel esnekliği gelişmiş insanlar arasında oluyor. tartışarak doğrunun bulunduğuna hiç tanık olmadım :)

      Sil
  5. Bir de şey var. Mesela bir kez kişisel gelişim okur ve sevmezsin, sonra kişisel gelişim kitaplarını sevmediğine karar verirsin. Sonra çevrendeki herkes de buna kani olur ve bir kez daha eline kişisel gelişim kitabı alacak olsan aaa sen sevmezsin ki derler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. she is the man.

      he vallahi bizim ülkenin halleri işte :)

      Sil
  6. Düşmanlığı öğreten bir sistem var, eğitimde de, komşuluklarda da, şirketlerde de ve sanırım fanatiklik buralardan besleniyor gibi geliyor.
    Fikirleri sakince söyleyen ve sakince dinleyen gruplarla şimdiye kadar hiç karşılaşmadım. :) Oysa yüksek ses, doğruluk göstergesi değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. momentos.

      düşmanlık fanatiklik evet :) bu dediklerini avrupalılar yapabiliyor, biz beceremiyoruz :)

      Sil
  7. Konu kitaplarla mı ilgili yoksa genel mi? ayıramadım pek. Kitaplarda herkes istediğini/sevdiğini okur ve bunu beyan eder kimse de neden böyle diyemez. En fazla karşı tarafa sen bunu tercih ediyorsan ne ala ben farklı düşünüyorum dersin ve konu kapanır. Toplumun genel hali ise çok karışık, toplumun ahlakı bozuldu, çıkar yüzünden yalan dolan vs. her şeye hakim oldu. Gerçeği, doğruyu, düzgün bir şekilde söyleyecek ve bunu savunacak kişi sayısı çok azaldı. Karşımızdaki kişiye saygı göstermeli ama kendi görüşümüzü de söyleyebilmeli ve savunabilmeliyiz. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gül akça.

      kitap değil genel, kitabı örnek olarak verdim :) evet ahlak kalmadı, saygısızlık ve yalancılık hakim :)

      Sil
  8. araştırmak incelemek okumak ve gelişmek yapmamız gereken bu ama çoğu yerinde sayıyor hatta geri gidiyor :-((

    YanıtlaSil
  9. tamamen sana katiliyorum deeptone! biz bildiklerimizi benimseyip, birdaha da hic degistirmemek uzere programlanmisiz sanki.. yurt disina cikinca, burada insanlarin ne kadar acik goruslu ve birbirindeki farkliliklari kabul ettigini, saygi duydugunu ve hala iletisimi surdurebildiklerini anladim. buyuk ihtimalle de bu yuzden bizden cok daha ilerideler.. hem insani boyutta hem dunyevi boyutta.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. edischar.

      evet ne güzel söyledin, bütün türkleri en az bir yıllığına avrupaya göndermeli :)

      Sil
  10. Çok güzel bir yazı olmuş.Ben de aynı fikirdeyim.

    YanıtlaSil
  11. Kendimi bildim bileli var bu durum.
    Ne tür kitaplar okuyorsunuz? "x", burun kıvırarak hımmm. Sevdiğiniz yazarlar kimler? "y" yine aynı tepeden bakma hatta aşağıma ve karşıdakini ezerken kendini büyük görüp kültür abidesi kesilmesi.Bloglarda buna hiç rastlamadım ama bu durum çok yaygın ve malesef var.

    Hatta Radikal Blog'da yazarken Kitap Okuma Ahlaksızlığı(!) başlığında bir yazı yazmıştım bu konuyla ilgili onu derleyip yeniden paylaşmayı düşünüyorum.
    Bir insan okuduğu kitaplarla karşısındakini ezmeye çalışıyorsa o deneyimini birikimini gösterişe aşağılamaya dönüştürüyorsa orada bir sıkıntı vardır.Biz esnek değil gergin bir toplumuz ne yazık ki. Bizden olamayan bizim gibi düşünmeyen herşeye önyargılıyı ve açık arama peşindeyiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kırmızı.

      evet var, kültürel kast sistemi :) ah evet işte aynen dediğin gibi :)

      Sil
  12. Ünlü filozof, düşünür Voltaire ne güzel demiş: "Düşüncelerine katılmıyorum ama onları savunabilme hakkını ölünceye kadar savunmanı desteklerim."
    Haklısın, tartışmaya çok açık bir toplum değiliz. Ön yargılıyız, bazılarımız fanatık düşüncelere sahip.Tavır, beden dili, üslup ne kadar önemli. Ses tonunu kullanmak apayrı bir konu. Rol- model olacak, güvenilip saygı duyulacak insan sayısı o kadar azaldı ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. makbule abalı.

      işte çok güzel söyledin çok haklıısn :)

      Sil
  13. Aslında bilinçsiz, bilgisiz toplum yapısından kaynaklı, çok genel bir konu hakkında oturup konuşamıyorsun karşılıklı, kişisel bir saldırı gibi algılıyor insanlar farklı bir düşünceyi savunuyorsan.Yeni bir fikre, başka bir bakış açısına tamamen kapalı, at gözlüğüyle bakmaktan memnun. Ama neyseki öyle algısı açık, öyle akıllı, bilinçli, sorgulayan bir kuşak geliyor ki bizi onlar kurtaracak sanıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aytacrafts.

      oleey evet 2000 sonrası doğumlular iyiler :)

      Sil
  14. Söylediklerinin her kelimesine kadar katılıyorum... Çok geniş bir konuyu acık ve net bir yazıyla anlatmışsın.
    Edischar'ın yazdıklarına da katılıyorum. 👍

    YanıtlaSil
  15. Esnek olmayı engelleyen şey sürüden ayrılanı kurt kapar psikolojisi mi acaba? diye bir soru geldi aklıma...

    YanıtlaSil
  16. Deep kimse kitablara sadece kitap olarak bakmıyor ülkemizde ne yazık ki... çok kitap okuyan bir toplum değiliz ama hariçten gazel okumakta üstümüze yok... ne okuyorsan o tarafsın, olmadı anarşistsin, en yumuşak haliyle romantik bir anti-siyasetçisin, klasikleri mi seviyorsun sıkıcısın, 68 kuşağının kültürüne mi ilgin var solsun, tarihe mi tutkunsun sağcı, NLP mi ooo eziksin, manga mı o elindeki çocuk musun? dini kitaplar üzerinden oluşturulan hizipleşmeler daha da katı, risale okuyorsan fetösün, gazali ve ibn rüşd'ü aynı bünyeye sığdıramazsın, irancı mısın ali şeriati ile ne işin var, daha da uçta bazı kitapların seni insandışı varlıklarla haşır neşir ettiğini düşünen bir güruh bile var... kitap denen şeyin ruha dokunulabilecek yöntemlerin en muhteşemi olduğunu unutuyorlar, bazı insanların okudukça ufku açılmak yerine köreliyor, üzülüyorum.

    Genele bakarsak; toplumca işimize geldiği şekilde esneklik uyguladığımızı düşünüyorum, normalde oldukça hoşgörülü bulduğumuz kişiler bile ucu kendine dokunduğunda renk değiştiriyor, tabularını üç kuruşa satabilen de bir milletiz, siyasi tarihimiz bunlarla dolu... hacıyatmaz gibi bir o yana bir bu yana eğilip bükülmelerimiz, kelimelere metnin bütünlüğünde değil paşa gönlümüze göre ayar vermelerimiz, esneklik mevzunda temkinli olunması gereken yerlere getiriyor toplumu ne yazık ki... yani herkesin doğrusu farklı, saygı duyuyorum ama görecelilik gerçeklikle bağımızı koparıyorsa o da bir problem...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. pusarık.

      evet valla yani sadece bir kitap işte :) ha haa kitaba göre etiket ha haa evet evet :) ha haa evet konu biz değilsek çok esnekiz, bizim fikrimiz doğru kabul edildikçe diğer fikirlere esnek olabiliriz, çok iyiydi bu yorumun. teşekkür ederim :)

      Sil
  17. müfred.

    evet var tabii birgün düzelir o da yaa :)

    YanıtlaSil
  18. Çok güzel bir konu, herkes böyle bakamıyor... Deepcim sen MBTI testi çözdün mü hiç? Ne çıktın çok merak ettim:)

    YanıtlaSil
  19. Esneklik olmadığı gibi bir de fikri zorla kabul ettirmeye çalışanlar var 🙄

    YanıtlaSil
  20. Sürü psikolojisi, popülarite maddeleri de ekleyelim. Bir şeyin doğruluğuna inanan bir çoğunluk varsa sorgulamadan kapılıp gidiyoruz. Kırk fırın ekmek yemek lazım diyorlar ya, bizi o bile kurtarmaz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gizli özne.

      ne güzel yorum yaptın evet haklısın :)

      Sil