Kelime Oyunumuz devam ediyor. Beş kelime veriyoruz ve bu beş kelimenin de içinde olduğu öykü, şiir, deneme benzeri bir yazı yazıyoruz. Herkes yazabilir, herkes beş kelime de verebilir.
Haftanın kelimeleri: Tokat/Soğuk/Mantar/Rüya/Rüzgar/
VAİNA 7
Yüzüne yediği sert bir tokatla kendine geldi ve derin bir nefes aldı. Ona vuranın Ingrid olduğundan emindi çünkü "Hepsi senin suçun aptal yaratık!" diye bağırdığını duymuştu. Fakat gözlerini açtığında yalnız olduğunu gördü. Şafak sökmek üzereydi. Yağmur durmuş ve bulutlar dağılmıştı. Dağların ardında doğmak üzere olan güneşin zayıf parlaklığı görülebiliyordu.
Sağ yanında cansız uzanan Ingrid buz gibi soğuk ve gerçeklikten uzaktı. Doğrulup otururken Ingrid'in bedeninin sanki büyülü bir alevle tutuşturulmuş gibi usulca kıvılcımlar saçarak rüzgara karışmaya başladığını gördü. Yaşadığı bunca şeyden sonra bu pek de şaşırtıcı değildi. Uzanıp onun yüzüne dokundu. Bir an için belki de geri geleceğini sandı. Fakat bunun yerine rüzgara daha hızlı karışmasına sebep olmuş gibi ondan geriye kalanlar kıvılcımlar halinde havaya saçıldı ve yok oldu.
Yine boğazı düğümlenmişti. Bir süre hıçkırarak ağladı. Yaşadığı şeyler büyük bir kabus gibiydi. Sonunda gözlerini silip ayağa kalktığında bedenindeki yaraların ve kırıkların acısı olmasa her şeyin hayal ürünü olduğuna inanabilirdi. Aslında belki de zehirli bir mantar yemiş ve ormanda yürürken yaralanıp sahiden hayal görmüş de olabilirdi. Bulunduğu yer hakkında en ufak bir fikri yoktu. Fakat yürümeye başlayıp bir yerleşim yeri bulmaya çalışsa iyi olacaktı. Kafası o kadar karışıktı ki ne düşünmesi veya ne yapması gerektiğini bilemez haldeydi.
Bir süre ilerledikten sonra geriye dönüp uyandığı noktaya doğru baktı. Aklı hala olanları tam olarak almıyordu. Bu şekilde ilerlerken minik bir dereye rastladı ve onu takip etmeye başladı. Bir yerde bir su kaynağı varsa mutlaka bir yerleşim de olurdu. Ingrid'i son gördüğü ve havaya karışmasını izlediği o kayadan uzaklaştıkça zihni ona oyunlar oynamaya ve rüya gördüğüne inanmaya başladı. Böylesi daha mantıklıydı.
Bu şekilde dereyi takip ederken bu kötü rüyayı da unutmaya ve yola odaklanmaya başladı ve en sonunda bir keçi yoluna rastladı. Bunu takip edip dağdan aşağı inmeye başladığı zaman aşağıda çok da büyük olmayan bir köy olduğunu fark etti. Güneş çoktan yükselmişti. Köyde herkesin uyanık olduğuna ve çalışmaya başladığına dair sesler olduğu yere kadar yankılanıyordu. Birisi baltayla odun kesiyor olmalıydı. Bir de demir dövme sesi çınlıyordu. Uzaktan çok küçük görünmelerine rağmen bir çobanın bir keçi sürüsünü köyden uzağa götürdüğünü ve otlatmaya çıkardığını görebiliyordu. Eskiden gözleri bu kadar iyi değildi dağ havasının ona yaradığını düşündü. Sesleri bu kadar iyi duyması da eko sayesinde olmalıydı.
Ani bir rüzgar eserken dağdan aşağı yuvarlanmamak için dikkatli olmaya çalıştı. Bu sırada rüzgarın içinde "Budala.." diye Ingrid'e ait gibi duran bir fısıltı işitti. Kafasını vurup durduğu için halüsinasyon görüyor olmalıydı. Bunu biraz garipsese de başını çarpan insanlara böyle şeyler olmasının normal olduğunu biliyordu. Aşağı inmeye devam etti. Köyde yaraları için yardım bulabileceğini umuyordu. Eğer bir doktor varsa halüsinasyon ve zehirli mantarlar hakkında da konuşsa iyi olacaktı.
Bunu düşündüğü anda "gerçekten bir mantar yiyip ikimizi de kurtar!" diye rüzgarın içinden gelip kulağına bağıran sesle ne olduğunu şaşırdı. Dengesi bozuldu ve birkaç metre aşağıya yuvarlandı. Neler olduğunu anlayamıyordu. Kırık kaburgaları daha da kötü duruma gelmişti. Zar zor ellerinin üzerinde doğrulmaya çalışırken sesin rüzgarın içinde değil kafasının içinde olduğunu anlamıştı. "Kenara çekil ve beni bırak!" diye bağırıp duran sesle mücadele etmek çok zordu. Köydeki çobanın keçilerle beraber ona doğru geldiğini görüyor ama konuşup yardım isteyemeyecek kadar acı çekiyordu. Kafasının içinde bağıran Ingrid ile beraber çığlık atıp oracıkta yine kendinden geçerken hissettiği son şey beyninin parçalanıyor gibi oluşuydu.
Ooo, tam yazık gezgine diyordum ki sonu acayip bitti, ruhları mı bağlandı ne oldu? Betimlemeler çok güzeldi, keyifle okudum bu bölümü. Karakterin çaresizliğini ve bir umuda sarılma çabasını güzel anlatmışsın. Kalemine sağlık deep. :))
YanıtlaSilduygu emanet.
Silsaool, evet sonda bişeyler oldu bakalım :)
amanın gizemli gizemli devam ediyor bu öykü dee neler olacak tahmin edemiyorum bir de şimdi Ingrid adamın içinde mi yani çift kişilikli gibi olduu hahah çok iyi yaaa ^^
YanıtlaSilsessiz gemi.
Silanneee ingrid göçebe mi oldu yoksaa :)
Güzel bi seri olmuş :) 1-2 güne yazacağım ;)
YanıtlaSilblog detektifi.
Silpekiii :)
yine güzel bir hikaye çıkmış ortaya
YanıtlaSilaudrey.
Siloleeey :)
Oyyy şahane. Denesem mi acaba? zor gibi sanki:) Sevgiler…
YanıtlaSilpersephone.
Silbelki denersin bir gün :)
Şu tokattan bir tane de bana lazım,hiçbir şey yapasım yok kendime gelirim belki :)
YanıtlaSilaytacrafts.
Silha haa sıcaktandır, geçer :)
Güzel bir seri ve güzel devam eden bir hikaye. Şuan da gizemini koruyor devamını bekliyorummm
YanıtlaSildear monarosa.
Sileveet bakalıım :)
Bir ton olay yaşa ölümlerden dön sonra da rüyaydı herhalde de. Gezgine kızdım biraz. İngridçiyim ben seviyorum onu :) Gerçek hayatta da böyle gerçi. Kötü olayları unutmaya meyilliyiz...
YanıtlaSilHikaye harika bir şekilde ilerlemeye devam ediyor deep. Gezgin kafasının içindeki sesle nasıl baş edecek bakalım. :) Kalemine sağlık.
film gündemi.
Silhımm evet rüya mı bakalım yoksa başka bişey miii :)
Sonu çok iyiydi özellikle, hikayeleri birbirine çok iyi bağlıyorsun bir de:)
YanıtlaSileren.
Siltenk yuu ciciş :)
https://sevdadanyazilar.blogspot.com/2022/07/kelime-oyunu-87.html
YanıtlaSilsevgili sevda nın yazısısı :)
Kalemin çok akıcı.Hızlıca okudum :)
YanıtlaSilyurdagül çelik.
Silpekiii :)
Bende katılıyorum bu etkinliğe :) Bu arada yazınız çok iyiydi :) Ellerinize sağlik
YanıtlaSilmurat karakılıç.
Silpeki, hadi işallah :)
Heyy, Vaina etiketine girip okuyordum bu serini. Kelime Oyunu 85'den sonra bu gelmiş, 87. 86'yı etiketlememişsin herhalde, bulamıyorum :)
YanıtlaSilkayıp fısıltı.
Siltaams doğru gidiyosun, 85 vaina 6 idi 87 vaina 7 86 ise başka bişiydi sildims :)