27 Aralık 2014 Cumartesi

SADE VE DERİN ADLI KİTABIM İLE İLGİLİ YORUMLAR 3





Sevgili Huzurlu Ev Sema arkadaşımız, ki en eski ve en yakın arkadaşlarımdan, yeni bir yazısında Bahçe ve Havuz Bakımı adlı yazımı çok sevdiğini belirtip yazıdan alıntılar yapmış.

Bu yazı benim de yazmayı en sevdiğim türlerden. Yani, insan ruhunu başka şeyler yoluyla anlatmak. Moda, dekorasyon, kozmetik, yiyecekler gibi gündelik yaşamda kullandığımız her şeyi temel alarak bunlarla ruhumuzu incelemek, esprili yoldan tabii.

Bu yazıyı da şöyle yazdım. Bilirsiniz, Migros, Tansaş gibi büyük mağazalarda tam kasada ödeme yaparken bir dergi görürsünüz. Ev dergisi. Ev dekorasyonu, bahçeler anlatılır, pratik fikirler. Alışverişte Eti tartuffe ve jelibon alırken bu dergiyi de aldım, sanırım 5 lira bu dergi.

Sonra da mağazanın kapısının önünde açtım dergiyi keyifle okudum. Havuzlar, aydınlatmalar vardı. Dergiye sordum. Peki benim ruhumu nasıl aydınlatacaksın dergibaşı dedim, beyin havuzumu temizlemek için ne yapmalıyım sölesene.

Sonra da gülümsedim. Ahanda bunu yazayım, dedim. Ruhum şimdi bahçeymiş tamam mı kalbim de havuzmuş aklım veranda. Ah napıyim de napıyim, nasıl olur da olur temizleyebilirim ki, diye sırıttım.

Şimdi de zaman içinde kitabımı yazanlar:

KANALİZASYON BALIĞI CESSIE


HELENE VESAİRE DOSTLAR


KİTAP EYLEMİ



EREN OKUMA GÜNLÜĞÜM


GİZEM BULUT


12 Aralık 2014 Cuma

SADE VE DERİN ADLI KİTABIM İLE İLGİLİ YORUMLAR 2




Kitap çıkalı yaklaşık 10 ay oldu. Ben de arada sırada açıp ordan burdan rastgele okuyorum. Hep sırıtıyorum okurken. Genellikle nasıl yazdığımı düşünüyorum daha çok.

Örneğin, sahildeki kuşlar ve konserve açacağı, adlı yazım. Sahilde kuşlara bakarken yerde bir konserve açacağı gördüm. Yani, hiç işi yoktu orda. Manzara da güzel. Ay dedim ben konserve olsam sen de beni açar mısın. Dur senin burda oluşunun bir anlamı olsun, seni yazayım.

Sahildeki yağmurlu ayak izleri de öyle. Sahilde taşların üzerinde yürürken sanki izler var gibi düşündüm. Yürürken geriye geriye yere baktım ayaklarım iz bırakıyor mu diye. Bırakıyordur, diyordum içimden. İz bırakmalıyız, değil mi ama.

SEMA HUZURLU EV

Şimdilik en son yazı en eski arkadaşlarımdan, en iyi arkadaşlarımdan, aynı zamanda blogumun eski yorum şampiyonlarından, kendisini bi ara en iyi blog okuru seçmiştim, Sema'dan geldi. Sırıtarak okurken gözlerimden yaş geldi. Hayat ne güzel bişi, değil mi? Foto da ondan.

 http://huzurluev.blogspot.com.tr/2014/12/sade-ve-derin.html#comment-form

SEHER AYDIN ŞEFFAF BULUTLAR


HANİFE MERT YAREN


KÜBRA YARTAŞI KAR TANESİ


BEYZA AYDIN BAŞER BİR DÜNYA FİKİR


NİHAL BAYSAL KOÇER ÇOCUĞUMLA EĞLENİRKEN


HAVVA PEYNİRCİ KEDİLİ EVİN TARZI


Linkleri vermeye devam edeceğim. Hepimize iyi hafta sonları.


6 Aralık 2014 Cumartesi

SADE VE DERİN ADLI KİTABIM İLE İLGİLİ YORUMLAR




Sevgili içten arkadaşım COMPLETE THE SENTENCES, blogçu arkadaşlarımın ilk kitabım "SADE VE DERİN" ile ilgili yazılarının linklerini vermemi istedi benden. Bu aklıma hiç gelmemişti. Belki de çok utandığım için aklıma gelmedi.

Ancak kendisi, ona da sorabilirsiniz bunu, bir kitabım olduğunu daha yakınlarda öğrendiği için üzüldüğünü söyledi. Yanda kitabımın fotosunu koyup blogçu arkadaşlarımızın yazılarının linklerini veriyordum. Ancak bu bloguma gelen siz arkadaşlarımın kitabımdan haberdar olmasını sağlamıyor demek ki.

Bir de, bütün arkadaşlarımızın yazılarının linklerini verebilirsem, herkes kendine yakın bulduğu kişilerin yorumlarını okuyabilir, dedi.

Bu bahaneyle, kitabımın hikayesini anlatayım. 2013 Ağustos ayında, 2-3 yayınevi, blog yazılarımın farkına varıp, dosyanızı gönderin, kitabınızı basalım, dediler. Blogdan ulaştılar bir şekilde. Ulaşmalarına sanıyorum blog arkadaşlarım aracı olmuştur. Yazılarımı okuyan arkadaşlarım yayınevlerinin dikkatini bloguma çekti diye düşünüyorum.

Kadıköy'deki İkinci Adam'da karar kıldım. Büyük bir yayınevi değil daha alçakgönüllü bir yayınevi istiyordum. 2013 Ramazan ve Kurban Bayramı'nda kitabımın çalışmaları sürdü. Kasım'da hazırdı. Yayınevi ile ilgili teknik sorunlardan dolayı, Ocak 2014'te çıktı.

Kitabım 500 adet basıldı. Siz arkadaşlarım için. Ben burda blogda aranızda yazdım ve okuyan arkadaşlarım da sizsiniz. Benden kitap bekleyen blogçu arkadaşlarım için oldu bu kitap. Kitabımın bu ilk baskısı bitmedi zaten. Kitabımdan bir lira bile kazanmış da değilim. Yani, ün veya para için kitap çıkartmadım. Sizler için çıktı bir de kişisel mutluluğum için. Ben kitabımı basıldıktan iki ay sonra gördüm ilk kez birkaç kitapçıda, Beyoğlu'nda.

Bugünden geriye doğru giderek, kitabım hakkında yazan arkadaşlarımın yazılarının linklerini vereceğim. Unuttuğum olursa bana anımsatırsınız, arada bir linkleri yayınlamaya devam edeceğim.

Bugüne dek bloglar dışında nette, medyada, dergilerde, basında kitabım ile ilgili hiçbir yazı veya reklam çıkmadı. Kitabımı seven ve olumlu bulan sizlere teşekkür ederim.

COMPLETE THE SENTENCES


DÖRDÜNCÜ TEKİL ŞAHIS


MAVİYE İZ SÜREN


ŞENAY BENDERLİ


BEGONVİLLİ EV


Linkleri vermeye önümüzdeki günlerde de devam edeceğim...


11 Mayıs 2014 Pazar

VINCENT KONAĞI HALE NUR DURMUŞ




VINCENT KONAĞI

Hale Nur Durmuş

Genellikle kitapları kategorilere ayırırız, kitaplar üzerinde konuşurken kolaylık olsun diye. Vincent Konağı, fantezi, fantastik olarak başlıyor, gizemli, büyülü, perili evli romana dönüşüyor ve sonra şeytan romanı olacakken gümbür gümbür bir korku, gerilim romanı olarak bitiyor. Tüm atmosfer de çok canlı, gerçek. Konak, çevresi, yollar, doğa, gece, karanlık öylesine iyi betimlenmiş ki Rita ile birlikte soluk soluğa geziyoruz konağın içinde.

Kitap, bir yandan nefes almadan okunuyor, acaba ne olacak, ne oluyor bu evde diyerek, bir yandan da satır satır sindirmek istiyor insan bitmesin diye. Bu türleri okuyanlar bilir. Bu romanlar sakin başlar, bu roman da sakin başlıyor, Rita adlı kız bir konağa ufak bir kız çocuğuna dadılık etmek için geliyor. Hemen o anda kafamızda bir dolu kurgu oluşuyor. Kızın içinde şeytan mı var acaba, perili köşk mü acaba. Hiç bir şey olmuyor, gerilim çok arkada, zor fark ediliyor.

Sonra, bişiler oluyor ve esrar başlıyor. Ahanda girdik tempoya, bitene dek hayat durdu işte, tarz romanlardan oluyor. Dur şu bölüm de bitsin tuvalete öyle giderim, şu bölüm bitsin annemi ararım anneler gününde, dur bu bölüm de bitsin kendime sucuklu yumurta yapayım, markete gideyim biraz çikolata alayım, heyecanım yatışsın, diye diye hiç bir şey yapamadan okuyoruz.

Veee, kitabın sonu. Yine bilenler bilir, bu tür roman ve filmlerin en zayıf tarafı, romanın ortalarında girdiğimiz heyecan girdabının sonunda çok hafif, basit bir son gelir. Ayy o katil o muydu, üff ya çok saçma, ay gizem bu muymuş deriz. Vincent Konağı'nda yazar, bizi ters köşeye bile yatırmıyor, sokakta kalıyoruz. verandada şaşkın bir halde, aaaa, noldu yaaa, diyoruz. Yani romanın sonu, romanın ortasından ve başından daha iyi. Heyecan düşmüyor, son satıra dek içimiz yanıyor, pet şişelerce su içiyoruz. Yaktın bizi yazar, diyoruz. Üstelik bunu, yaklaşık 100 sayfada filan yapıyor. Pes yani. yazarlar böyle romanları uzatırlar da uzatırlar. Bu romanda, gayet sade bir şekilde olay başlıyor, ortalık darmadağın oluyor ve bitiyor. Şok roman. Güm pat çat, la noluyo be. Kısa ve acısız. Kesiyo gidiyo yazar. İlk kesikler derin olurmuş ya.

Rita da bu tür romanlara çok uygun bir kahraman. Konak tam perili ev konağı. Konağı anlamak için bol bol sözlüğe baktım. Nef, niş, griffin, tonoz, tiriş, varak gibi bişiler vardı. Mimarlık ve Şehir Planlama Sözlüğü'nde buldum. Bir tek pervaz sözcüğünü biliyordum. Pencerelerde olduğuınu duymuştım. Varak varak varak diye dolaşıyorum sokaklarda kaç gündür.

Yazarımız, bir ilk romanda böyle yapacaksa, bir kaç kitap sonra nolcak acaba. Stephen King, Dean R. Koontz, Jean Christophe Grange filan yaratıcı yazarlık dersleri alabilirler yakında. Kesinlikle, ülkemizin en iyi gizem yazarı olabilir. Bu tür bir fantezi roman yok bu topraklarda. Yoktu.

Not:4/4

17 Nisan 2014 Perşembe

VINCENT KONAĞI HALE NUR DURMUŞ




VINCENT KONAĞI HALE NUR DURMUŞ

En en en sevdiğim arkadaşlarımdan, biricik çakıltaşımız, hayal gücüyle beni her zaman hayretlere sürükleyen, fantastik, fantezi, bilimsel ve bilimkurgusal dünyası, bunun yanında çok fazla derin bir duyarlılığı, duygusallığı olan yazıları, şiirleriyle bir güzel insan ve bir önemli yazar arkadaşımız Sessiz Gemi-Kavanozdaki Beyin arkadaşımızın yazma ışıltısının, zekasının, yüreğinin, gizemli hayal gücünün fark edilmemesi olanaksızdı zaten.

Veeeee ilk kitabı çıktııııı. Vincent Konağı. (vensan okunur).

Bunu söylemek öyle heyecanlı kiiii. Herkes duysun herkes okusun bu hayal gücünü, heyecanı, gizemi. İyi bir yazarla karşı karşıyayız. Duyurun, okuyun. Herkes bilsin. Arkadaşımızın 2. kitabını şimdiden bekliyoruz.