6 Mart 2019 Çarşamba

Rozafa Köprüsü





Yolda giderken bir köprünün üzerinden geçtik. Hani var ya Mostar köprüsü, ona benzeyen bir köprü.

Gece yarısı dönüyorduk. Aklıma annemin çocukken anlattığı masallardan biri geldi yolda o köprüyü görünce.

Uyurken beş masal anlatırdı. Maksimum beşti ama okumasını istemezdim, annem anlatıcaktı illa ki. Her seferinde farklı kelimeler katarak aynı hikayeleri anlatması hoşuma giderdi. Bir de tarih, mitoloji benzeri şeyleri severdim.

Bir keresinde eski bir kitaptan okuduğu bir masal anlattı. Bir köprünün hikayesi. Rozafa köprüsü.

Üç kardeş inşa etmeye çalışıyor ve her seferinde köprü çöküyormuş. Sonra bir evliya gibi bir şey belirmiş, oğlanlara, bu köprü insan kanı istiyor demiş. Öyle çökmez demiş.

Yarın kimin eşi gelip yemek getirirse onun üzerine köprüyü kuracaksınız. Ama anlatmıycaksınız eşlerinize bunu.

İki kardeş anlatıyor. En küçüğü daha saf. Anlatmıyor. Sabahında, en küçüğünün eşi gidiyor. Onun ölmesine karar veriyorlar. Kadının tek şartı oluyor. Yeni doğan çocuğunu son ana kadar okşayabilmek istiyor ve son ana kadar bir elini açıkta bırakıyorlar.

Köprüye kadının ismini veriyorlar. Rozafa köprüsü diye.

5 Mart 2019 Salı

Peri 2





Evin içinde on onbeş çocuk olurduk. Hiçbir yere sığmazdık. Sonra en büyük sorun uyumak isteyince çıkardı. Sümeyye’nin annesi kendi yatak odalarını bize bırakırdı.

Döşek de sererdik yere. Sırayla kim döşekte uyuyacak kim yatakta uyuyacak tartışırdık. Bir keresinde şöyle yaptık. En büyükler bir yanda uyuyacak, en küçükler bir yanda uyuyacak. Kura çektik bir de. Büyükler grubu bir küçük alacaktı yanına. Küçüklerin yanında da bir büyük olacaktı.

Büyüklerin grubuna denk geldim. Ve sıra da döşekte uyumamızdı. Yani böyle gruplar kurmalarının illa ki bir sebebi olacaktı tabii. Hadi gece yarısı oldu, uyuycaz dedik. Bir de döşekte uyuyoruz ya, tam yanımızda giysi dolabı var. Aynalı türden boydan aynası vardı.

Yatakta ben, Ceylan, Sümeyye, Saadet var. Bir başladılar korkulu korkulu hikayeler anlatmaya. Bir efsane vardır bizde. Benim ilkokulumun karşısında sarı binalar var. Vakıfmış diyorlar eskiden. Ordan başladılar işte anlatmaya.

Nasıl yutkunuyorum. Korkuyorum tabii titriyorum filan ama sonra onlar da korkmaya başladı. Aaa öyle mi böyle mi hayret dolu sesimizi duydu yataktakilerden biri. E biz döşekteyiz. Kalktı yataktan, yarı uyur vaziyette, saçları da öne düşmüş. Ama nasıl korkunç gözüküyor. Onun halini aynada gördük. Ve çığlık çığlığa kaldık. O korkuyla kapı arkasına sığındık.

Sesimizi duyan diğer uyuyanlar, korkudan onlar da ne olduğunu anlamamış halde yanımıza gelip bize sarıldılar. Bizi korkutan da yanımıza geldi, Gülistan. Ne olduğunu sormak hiçbirimizin aklına gelmiyor. Çığlıkları duyunca Sümeyye’nin annesi geldi. Kapı açılınca birkaçımız bayıldı.

Çok komikti o zaman. Hala hatırladığımızda güleriz. Çok güzel ders almıştık.

4 Mart 2019 Pazartesi

Peri







Annemin dayıları var, bir sürü. Dayılarımın da çocukları. İyi kuzenler. O kuzenlerle büyüdüm ben de. Ceylan, Sümeyye, Gülistan, Saadet, Sevda, Muhammed, Ece ve diğerleri. Bir sürü ufaklık bizler.

Yazları bütün çocukları toplardı yengelerimiz. Herkes yaşıt. Bir evde kalırdık iki hafta kadar. Sonra anneannem toplardı bizi. Çok güzel olurdu.

Sümeyye öğretmenimiz gibiydi. Çok olgundu. Şimdi evlendi o ve ikiz kızları oldu. Serra ile Sara. Benden 2-3 yaş büyüktü Sümeyye.

Zor anlarımda, örneğin, kardeşim olacağını öğrendiğimde beni hep onlara götürürdü annem. Bana iyi geleceğini bilirdi. Kuzenlerin bazıları şimdi köyde anneannemin doğup büyüdüğü evde yaşıyorlar.

Yemek yemek istediğimde onların kuzularını koyunlarını görmek istermişim, öyle yemek yermişim. Köye gittiğimde yani.

Her yaz Sümeyye’lerde o bizimle evcilik oynardı. Öğretmenlik, annelik, şarkı yarışması, en iyi resim yapan gibi. Sesimi çok severdi Sümeyye. Ben de hep Sihirli Annem jenerik müziğini söylerdim. Perili merili, çok severdim. Pembe rüyalar, beyaz düşler gerçek artık bizim evde peri annem babam diye başlıyordu. Şarkı hala aklımda.

Sıra bana gelince, şarkı sırası, tamam şimdi peri gelsin söylesin derdi Sümeyye, çok ciciydi.