Ah ah
eskiden asker olmak isterdim veya derler ya kolluk, aday olayım sonra da rütbem
olsun. Sahil Güvenlik yani. İzmir’de Foça’da eğitim oluyormuş dağlarda,
jandarma ile beraber, kızlı erkekli, sonra da Antalya’da kendi yeri varmış,
Sahil Güvenliğin. Ama Ankara’da da görevlendirilebiliyorsun. Üniformalı kız
olmak ne güzel bir şey.
Foça’da
komando okulu varmış, orda yapılıyor askerlik, jandarma devreleri ile birlikte,
sonra jandarma devreleri orada bırakılıyor, sahil güvenlik devreleri ile
birlikte Sahil Güvenlik Okul Komutanlığına geçiliyor, Antalya’daki, Kepez. Foçadaki jandarma okulunun merkezi ise Ankara
Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi. İnciraltı’nda ise Sahil Güvenlik botu
var. Komutanlarla tanışıyorsun, anahtar filan veriyorlar hatıra olarak öğrencilere.
Liseyi
bitirdiğimde diyordum, bilgisayar mühendisi olayım, sahil güvenlik olayım, önce
Ankara’da çalışayım merkezde. Yoksa polisliğe mi hazırlansaydım. Polislik için
çok çalışmak lazım, parkur felan koşmak lazım. Jandarma astsubaylık, jandarma subaylık,
sahil güvenlik, pilotluk sınavları da var. Bilgisayar mühendisi olup bunlara
gireyim diyordum.
Ya dedim
boşver pilotluk uymaz bana, ailede asker pilot çok, yeter bu kadar aileye.
Spor, sağlık, sözlü mülakat var, sporu geçmen şart ama. Pilotlukta uzun yıllar
hem spor hem sağlık açısından sağlam kalman gerekiyor yani.
Tabii bir de kıdemliler olacak, işleri hep sana yaptıracak. Onlarla zihinsel savaş, soğuk savaş yapıcaksın. Sahil Güvenlik olunca sözleşmeli oluyorsun, kadroluya geçmezsen binbaşıda emekli oluyorsun. İyi ama helikopter, uçak, botlar, fırkateyn, denizaltı.