Adada Tikli Bir Biblo adlı yazımı nasıl yazdım? Şöyle. Babaannem ve halamın evlerinde hep bir dolu minik minik biblo vardır her yerde. Sehpalar, kitaplık, vitrinler, her yer biblo doludur. Halamın evine gittiğimde, hala yaa ben nasıl yürücem burda, nasıl oturcam, kahvemi nereye koycam ya kitabımı, ya şimdi bi şeylere çarpar kırarsam nolcak, kızarsın bana derim hep.
Babaannem de sen de biblolar arasında biblo gibi otur der bana evinde, sen de biblo gibisin, sessiz zararsız ve hep gülümseyen. Biblosun der bana. Otur kahveni iç çikolatanı ye şekerleri ye gülümse beni dinle sıkılırsan aç kitabını oku der.
Ben de babaannemde onun enfes tatlılarını yerken, ki bana özel yapar hep, en çok da her çeşit puding yani, biblolara, porselenlere, nikah şekerlerine, Çin çorba kaselerine, bereket fillerine, işte ben de böyle bir camın arkasından bakıyorum dünyaya. bir bibloyum ben, derim. İzliyorum dünyayı camın arkasından. Zaten metroda otobüste de hep cam kenarı otururum kafelerde de.
Heeeey işte biblo yazısı da böle çıktı işte. Hem biblo hem adada. Herkesin kendi adası vardır ya.
SÜPER BEKAR ANNE
KİTAP CUMHURİYETİM
PEMBE KERESTE
HUZURSUZ RUHUM ASLI
VUSLAT
JYSRA REÇANİ