5 Temmuz 2024 Cuma

BLOGLARI CANLANDIRMA PROJESİ 6


Blogları Canlandırma Projesi etkinliğimiz devam ediyor. Her ay bir tema veya birkaç tema belirliyoruz bu tema veya temalarda okuyoruz, izliyoruz, dinliyoruz, her ay sonunda veya gelecek ayın ilk haftasında yazıyoruz.

Haziran ayı temalarımız korku, polisiye, gezi çocuk idi. Polisiye ve çocuk temalarını seçtim. Bir İsveç polisiye dizisi ve bir yerli çocuk romanı seçtim. İkisi de iyiydi.

Temmuz ayı temalarını da bugünlerde seçeceğiz.


POLİSİYE

JANA: MARKTA FOR LIVET

2024 yılı 6 bölümlük Nordik polisiye, suç dizisi. Başrolde, daha önce Dystopia adlı bilimkurgu, korku dizisinde izlediğimiz Madeleine Martin. Dizinin isminin anlamı yaşamak için seçilmiş. Dizi bir roman serisi uyarlaması. Norrkoping adlı İsveç şehrinde çekilmiş.

Jana Berzelius taze bir savcı. Şehirde bir adam ve bir çocuk öldürülür. Jane adamı tanımaktadır. Bir çocuk da öldürülünce Jana olayın peşine düşer. Yetişkinlerin ve çocukların karıştığı korkunç bir olayın, günümüzün sorunlarından birinin açığa çıkartılmasına çalışır ama bu kolay bir görev değildir.

Kuzey dizilerini sevenlere. Not:3/4


ÇOCUK

MEDUSA'NIN PUSULASI

Gülşah Elikbank

Destek Yayınları, 104 sayfa

Gülşah Elikbank başarılı, ünlü, bol kitaplı yazar ve eğitimcilerimizden. Bu kitabı Rüya Takımı adlı kitap serisinin ilk macerası. Bu çocuk romanı ülkemizde ve Makedonya'da çok okunmuş.

Rüya Takımı dört çocuk. İlkokul çocukları Gizem, Ayşe, Mert, Cem. Hepsinin farklı özellikleri var. Bu dörtlü bir harita ele geçiriyor. Yerebatan Sarnıcında bulunan bir hazinenin haritası. Bu dörtlü evlerine uzak olmayan bu sarnıca girip hazinenin peşine düşüyorlar. Medusa da olaya karışıyor. Büyülü olaylardan sonra hazineye ulaşıyorlar.

Keyifli, eğlenceli roman. Öğretici de. Not:3/4

1 Temmuz 2024 Pazartesi

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 254


Ağaç Ev Sohbetlerimiz devam ediyor. Her hafta bir sohbet konusu buluyoruz ve o konuda yazıyoruz. Herkes yazabilir, herkes sohbet konusu bulabilir.

Haftanın konusu: "Bir etkinliği canlı izlemek mi TV'de nette izlemek mi?"

Bir konseri veya spor karşılaşmasını veya açılışı, sergiyi canlı izlemek daha keyifli. Diyelim bir stadyum konseri veya maçı canlı izlemek daha heyecanlı.

Dünyada özellikle Amerikalılar bu etkinlikleri iyice şov haline getirdiler. Bir konserde müzikten başka her şey var neredeyse. Gösteri yani. Avrupa etkinlikleri daha sanatsal.

Canlıda atmosferi tadarsınız, her şeyi görebilirsiniz. tabii ki önlerdeyseniz, bir bale gösterisinde örneğin önde olmak iyi. Uzakta olursanız ayrıntılar kaçar. 

Veya diyelim bir tenis maçı. Kamera genelde top ve oyuncularda oluyor TV'de. Canlı izlerseniz detayları görürsünüz.

Canlıda dans eder bağırırsınız, zıplarsınız, ağlarsınız, gidip şarkıcı ile foto çektirirsiniz sonda. Bunlar evde izlerken zor. Canlıda sanki gösterinin bir parçası olursunuz.

Canlının zorlukları da var. Bilet almak gibi. Tiyatro, opera bileti almak zor. Nette hemen biter, gişeye ise sabahın körü gidip beklersiniz sırada.

Evde izlemenin de rahatlığı var ama. Ayrıca ucuz da evde. Evde tehlike de yok. Konserde ezilmek de var.

Zamanı olan ve isteyen herkesler yazsın işteee!