22 Eylül 2023 Cuma

KELİME OYUNU 119


Kelime Oyunu etkinliğimiz devam ediyor. Beş kelime seçiyoruz ve bu kelimelerin de içinde olduğu öykü, şiir, deneme benzeri bir yazı yazıyoruz. Herkes yazabilir, herkes beş kelime verebilir.

Haftanın kelimeleri: Hikaye/Asır/Güç/Gölge/Nişanlı

Bu kez, bir süredir yazmakta olduğum Vaina adlı hikayenin bir özetini yaptım. Hatırlayalım diye.

VAİNA ÖZET

Hikayenin nerede başladığı herkes için bir noktada takip etmesi zor bir durum olabilir. İnsanın yaşam hikayesinin başlangıcı onun doğumundan yüz yıl öncesine bile dayanabilir. Kendi doğumundan önce anne babası ve onların anne babaları ve daha da öncesinde o tanışmalar, belki ayrılıklar, tesadüfler, zorluklar velhasıl bir dolu umulmadık bileşen bir araya gelmemiş olsaydı kendisi de belki de asla var olmayacaktı. Bir insanın yaşamının nerede başladığı ve nerede son bulduğu işte böyle karmaşık ve anlaşılması güçtür. Bir hikayenin de nerede başladığı ve nerede son bulduğu olaya neresinden baktığınıza göre değişir.

Lua’nın Ingrid ile olan hikayesi buradan bakınca belki de bir asır önce Lua’nın evinden ayrılıp kendi kaderini aramaya çıkmak istemesiyle başlamıştı. Yaşadığı yerde herkesin kendisine verilen bir görevi vardı bununla birlikte kendi kaderini aramak isteyenler evden bir kez ayrılır ve kaderini bulduğundan emin olana dek geri dönmezdi. Lua da böyle yapmıştı. Yolculuğu onu derin ve ıssız bir ormanın ortasında yağmurlu bir günde Vaina’nın tutsak edildiği ve güçlerinin zapt edildiği, normalde kimsenin bulmasının mümkün olmadığı eski bir malikaneye getirmişti. Vaina zincirlerinden kurtulmak için onu etkilemiş ve masum bir peri gibi görünmüştü. Elbette zincirinden kurtulur kurtulmaz da onu avlamaya çalışarak ödüllendirmişti. Vaina’nın muhafızı olmakla görevlendirilmiş olan Ingrid olanlara engel olmakta geç kalmış ve görevinde başarısız olmuştu. Vaina’nın kurbanı durumuna düşen Lua’yı kurtarmaya çalışan Ingrid karanlık cadının kaçmasına engel olamazken aynı zamanda kendi türünün törelerine uyarak Lua’yı hayatta tutabilmek için tüm gücünü feda etmişti. Ancak bunu yaparken istemeden de olsa güçlerini ve ruhunun hayatta kalan kısmını Lua’ya aktarmış, Vaina’nın saldırısından kurtulamayan bedeni yok olurken Lua’ya bağlı şekilde hayatta kalmıştı. Kendi türü için bu affedilmez suçlardan biriydi. Herkes ya Lua’nın onun güçlerini çalmaya çalıştığını ya da Ingrid’in korkaklık ederek kendini kurtarmak için güçlerini bilerek ona aktardığını düşünecekti. Bununla birlikte hızla güç kazanarak kötülük yaymaya başlayan Vaina başlı başına bir sorundu.

Lua ve Ingrid’in kaderi işte böyle bir araya gelmişti. Hem kendi sorunlarını çözmek hem de Vaina’yı durdurabilmek için tek seçenekleri Ingrid’in yuvasına Güneş Ülkesi’ne gitmeleriydi. Böylece yola koyuldular ve başlarına gelen bin bir çeşit olayla mücadele ederek Güneş Ülkesi’ne ulaştılar. Bu sırada Vaina’nın kötülüklerine dair dedikodular hızla yayılıyor ve insanlar korku ve kuşku dolu bir hale geliyordu. Gölge yaratıkların saldırılarına dair birçok gizemli olay gittikçe etraflarını sarıp daralan bir çember gibi onlarla aynı yönde ilerliyor gibiydi. Vardıkları kasabada bir süre konaklayıp Ingrid’in ustasını aramışlardı. Dokhair Ingrid’i anlayacak ve yargılamadan yardım edebilecek tek kişi gibi görünüyordu. Onu bir türlü bulamadıkları günler ve geceler geçerken büyük bir gölge saldırısı sırasında sonunda Dokhair onları bulup kurtarmıştı. Emekliye ayrılmış olan Dokhair’in kendini yeniden olmadık maceraların içinde buluşu da bu şekilde başlamıştı. Başta Lua’ya şüphe ile yaklaşsa da Ingrid’in doğruyu söylediğini bilecek kadar iyi tanıdığından ikisine de güvenmişti. Onlarla beraber saraya gidip konseyi toplamış ve Vaina’nın uyanışını haber vermişti. Ancak çok az kimse buna inanmaya gönüllüydü. Sarayda işler karmaşık durumdaydı. Gücü ele geçirmek isteyenler taht etrafında kurnaz oyunlar sergiliyordu ve Vaina’nın uyanışından bahsedilmesi ortalığı daha da karıştırmıştı. Toplantının ertesi günü kral beklenmedik şekilde hastalanmışken ve manevi rehberleri ve bütün avcıların büyük ustası ise pek kendinde değilken vekil durumunda olan Vaâll istediği bütün güce kavuşmuş gibi görünüyordu. Vaâll mutlaka bir işler çeviriyordu ve bunun bir şekilde Vaina ile ilgisi olabileceğini düşünen Dokhair olayları bir an önce çözmek istiyordu. Bunun için eski bir arkadaşından yardım alarak kralın yanına doktor asistanı kılığında ulaşmayı başardı. Bu sırada eski nişanlısı olan Thara da büyük ustaya neler olduğunu araştıracaktı. Olaylar bu kadar karışmışken Ingrid de neredeyse solup gitmek üzereydi ve son zamanlarda Lua ona hiç ulaşamıyordu. Ancak ona ulaşmayı son kez güçlü bir şekilde denediği sırada Ingrid’in sesini oldukça cılız ve titrek bir şekilde işitti. Adeta uykusunda sayıklıyor gibi gelip geçen bir fısıltıyla Ingrid “O burada…” diyordu.

10 yorum:

  1. Gayet güzel yazmışın. 😊 Bu hafta ben yokum. Haftaya devam ederim kaldığım yerden.👍🏻🙂

    YanıtlaSil
  2. Ne iyi yapmışsın özet çıkarmakla, çok iyi oldu. Emeğine sağlık, uzun bir seri oldu. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duygu emanet.

      hıhım evet yaa ben bile unutcam yani başını hihihi :)

      Sil
  3. Ne güzel bu etkinliği devam ettiriyor olmanız.

    YanıtlaSil
  4. Vaina dan nasıl kurtulacaklar ve Vaall ne oyunlar çeviriyor merak ediyorum güzel gidiyo ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sessiz gemi.

      vaall vainaaa amaniiin anneeee :)

      Sil
  5. Bu diğer kitaplarından daha farklı bir tarz olmuş 😊

    YanıtlaSil