DAR ZAMAN

 

Yaz geldi, pandemi devam etse de biz yine de gece mavisi, gül pembesi günler dileyelim bu yaz için, buz mavisi, çimen yeşili, Mekke yeşili, deniz, orman, çiçek, çakıl taşları olsun çevremizde.

İçimiz heyecan dolsun, kıpır kıpır, akşamüstleri de buğu mavisi. Tek boynuzlu atlarla göğe çıkalım, şirin yunuslarla denizin derinliklerine. Hiç düşünmeden yaşayalım. Periler, melekler korusun bizi.

Hayaller kurarken ben, belgeselde timsah su aygırına saldırdı. Timsahın üstüne oturup nehirlerde dolaşsam, su aygırının üzerinde uyusam çamurlu sularda. Belgesel bitti, film var, metroda ışıklar söndü, metro olsa bütün dünyayı böyle gezsem, istediğim yerde çıksam yukarı.

Romeo Juliette başladı. Juliette, anne babası ile Didim’e tatile gelen bir genç kız. Otele yerleşir aile. İngiliz Juliette çok utangaç. Otelde bir sürü Türk genci var. Juliette’in babası oteldeki animatör oğlanlardan biri ile konuşur. Para verir ona. Bizim kız ile biraz konuşsana der. Oğlan kabul eder. Kızı Didim’de gezdirir arada, otelde sohbet eder. Kız, bizim Romeo’ya aşık olur. İngiltere’ye döner aile. Romeo ile Juliette hep konuşur, yazışırlar. Juliette, Romeo ile evlenmek ister. Onu İngiltere’ye çağırır.

Bu arada, otele bir Fransız kız gelir, Angelina, tek başına gelmiştir, ilk yurtdışı seyahatidir onun, otelde Romeo ile tanışırlar. Romeo aşık olur Angelina’ya ve sonra da kalkıp gider Paris’e onunla. Londra yerine Paris’e yerleşir. Evlenirler, çalışır, Didim’e tatile gelirler, sonra da yazlık alırlar. Juliette çok üzülür, yıllarca kendine gelemez. Romeo’yu ölesiye seviyordum, o beni öldüresiye seviyormuş demek ki, diye düşünür.

Hayal kurarken insan kaptırıp gidiyor işte, hayalleri bitmesin kimsenin hiç, yaz geldi, içimizdeki çocukları uyandıralım artık. Maviyi sevsin yüreğimiz. Yüreğimizi bir yunusa verelim, okyanusta gezdirsin bizi.

Zamansız yaşayalım bu yaz. Dar zamanlar bitsin artık.