Haftanın konusu: "Her şiir, her kitap sanat mıdır?"
Her şiir her kitap sanat değildir. Veya her şiir edebiyat eseri, ürünü değildir. Her kitap da edebiyat değildir. Ancak bunları böyle ayırmak da doğru sayılmaz.
Stephen King, Tess Gerritsen edebiyat yazmıyorlar. Ayşe Kulin, Canan Tan da edebiyat yazmıyorlar. Yazıyorlar sadece. Hepsi yazar. Oğuz Atay, Kafka, Ahmet Hamdi, Tezer Özlü edebiyatçı. Picasso da sanatçı.
Stephen King popüler yazar. Popüler konular yazıyor. Sait Faik ise edebiyatçı, sanatçı yani. Ancak işte yazarları, ürünleri, kitapları böyle sınıflamak, ayrıştırmak da bizim ülkede oluyor. Her şeyi sınıflandırıyoruz.
Film filmdir işte. Ne farkeder. A.B.D. Sineması sanat yapmıyor, onlarınki popüler eğlence. Veya Nora Roberts sanat edebiyat yapmıyor ama seviyoruz, Kristin Hannah da edebiyat değil ama Alice Munro edebiyat.
Popüler sanat eğlenmek için, boş zaman geçirmek için ancak sanat ise ilerlemek için, hayatı anlamlandırmak için. Ama bir eserin sanat olup olmadığına kim karar veriyor. Eleştirmenler, sanatçılar yine.
Twitter'da Didem Madak şiirleri için kötü denmiş, insana "öff sus ya" deme isteği uyandıran betimlemeleri varmış. Twitin altında da herkes genelde olumsuz sözler yazmışlar. Tezer Özlü ondan daha karamsar ama daha iyimiş.
Ne kadar saçma! Didem Madak çok etkileyici sözlerle şiir yazıyor. Nostaljik, çocukluğundan gelen yaşantılarla da zenginleştiriyor. Yaldızlı çokomel kağıdı gibi insan düzeltemiyor yazgısını tırnaklarıyla demiş ya. Ne güzel bir yaklaşım! Madak bunları yazarken o zaman daha twitler yokmuş yani. Şimdi herkes vurucu söz ediyor nette.
Bir şiir, iyidir veya kötüdür. İyi olunca sanat kötü olunca sanat değildir mi diyeceğiz ayrıca. Şiir, edebiyat, sanat, sinema da asla bitmez. Nette herkes bir eleştirme, aşağılama, yıpratma peşinde. Bizim ülkede hep bir yere vurma var. Kimse iyiye iyi demiyor ama herkes kötülemeye bayılıyor. Motivasyon kırmak için birebiriz. Birine iyi derse biri veya biri iyi sanat yapıyor derse kendisi kötü olduğunu veya kötü sanat yaptığını kabul etmek durumunda kalacak. Her şeyi böyle kişiselleştiriyoruz. Kompleks hep.
İsteyen ve zamanı olanlar yazsınlar! Didem Madak, Birhan Keskin, Nilgün Marmara, nasıl kötü olabilir ki, di mi yani?
İyi ya da kötü, yazma gücüne sahip herkes edebiyatçıdır benim gözümde ve TDK'ye göre de öyle. Stephen King özellikle gotik edebiyatında çok popüler, o da edebiyatçı, sadece farklı yazıyor. Edebiyatçı olmak için illa gerçekçi yazmaya gerek yok ya da çok süslü. Ve senin dediğin "ilerlemek" de tartışılır bence. Bize tarihi öğreten, bilimi öğreten kitaplar bizde bilgi birikimi oluşturur, kültürümüzü geliştirir. Ama Stephen King ya da korku/fantastik vs. yazarları da (hatta suç/polisiye) çeşitli mesaj ya da içerikleriyle empati kurmamızı, hayal gücümüzü ilerletir; hayatın karanlık yönleri olabileceğinin farkındalığını sağlar. Yani bence her türün insanı ilerlettiği bir nokta var.
YanıtlaSilBak aklıma ne geldi. Üniversitede bir şiir okumuştuk. O kadar iğrendim ki kim yazmıştı, şiirin adı neydi, belli miydi onu da hatırlamıyorum. Herifin biri -tabii eski zamanlarda (hangi eski zaman onu da hatırlamıyorum)- karısını çok aşağılayan saçma sapan bir şiir yazmış. Sadece karısını aşağılamaya yönelik. Dedim bu edebiyat mı ve biz bunu niye görüyoruz, küfrettim hatta. Yani o zaman ben şimdi oturayım, sevmediğim insanlar için saçma sapan bir şiir yazayım, bir 20 yıl sonra okutulsun toplumun yapısı anlatılıyor diye :D
Ben o şiiri edebiyat hatta şiir olarak bile sayamadım. Ama o da edebiyat ki sevsek de nefret etsek de düşüncesini yazmış, edebiyatçı olarak kabul edilmiş, karşımıza çıkmış. :)
Dediğin şairi bilmiyorum, Türk edebiyatına, özellikle modern zamanın, pek aşina değilim ama bakmalıyım. Dediğin şaire de bir göz atacağım, bakalım sevecek miyim yoksa yerenler arasında mı olacağım... Allah'ım çok uzun yazdım ya, blogda yazsam daha iyiydi galiba. :D
Asıl soruna cevap vermedim, sen Stephen King edebiyatçı değildir deyince ona odaklandım daha çok. :D Senin sevmediğini başkası seviyor. Farklı tecrübeleri olan çok farklı bir şeyden anlam bulabiliyor. Mesela kimsenin anlam bulmadığı bir resim de ya da şiir diyelim sadece bir çizgisinden/kelimesinden bir kişi geçmişine dair bir sonuca ulaşabilir. Bu yüzden evet, gönlüne hitap edebilecek bir şey bulduysa bir insan, o sanattır. Dolayısıyla tüm şiir ve kitaplar da sanat oluyor, sevsek de sevmesek de. Çünkü birileri seviyor. :D Senin Didem Madak'ı sevmiş olup çoğunluğunun sevmediği gibi.
YanıtlaSilIhm, minik bir not ekleyeyim yine: Sen derken herhangi birini kapsadım, yanlış anlaşılmayayım. Bu da benim kendi görüşüm. Bana göre "sanat" adına yapılan her şey sanattır ama kalite farkı vardır, sanatın kalitesi yani ve bu herkese göre değişir. Sadece kendimi daha iyi anlatabilmek için ekledim. :)
Silbeni benden düşüncelerimden dünyanın ülkenin zorluklarından endişelerinden uzaklaştırıp farklı farklı diyarlara sürüklmeyi başaran her kitap her film her dizi benim gözümde şahanedir tebriğe şayandır ama sanattır sanat değildir edebidir değildir bu ayrımı yapabilecek kadar bilgili değilim maalesef....sayfanı ve seni özlemişim çok sevgili deep iyi ki varsın iyi ki bizi güzel insanlarla ve bloglarla buluşturmaya devam ediyorsun ....sağol varol.....
YanıtlaSilHer şiir yahut her kitap sanat değildir.
YanıtlaSilHangi şiirin yahut kitabın sanat olduğu ise çok ucu açık bir konudur çünkü sanat biriciktir, subjektif temellere dayanır.
Didem Madak'ın yazılarının kötü bulunması benim katılabileceğim bir şey değildir mesela. Çok iyi bir seslendirme ile ''Siz Aşktan N'anlarsınız Bayım'' şiirini dinlemeye doyamamışlığım vardır.
Mesela zamanında bir edebiyatçının Nazım Hikmet'in şiirlerine ''Onlar da şiir mi sanki!'' diye burun kıvırmışlığını gördüm. Bu ise subjektiflik değildir işte kibirdir. O ve onun gibi insanlar hakkında şunu çok net söyleyebilirim: ömrünün tümünü ortaya koysa bir masanın başına geçse kalemiyle kağıdıyla tüm bilgisini, duygusunu dökse o kağıda, Nazım Hikmet'in yazdığı bir şiirin herhangi bir dizisini bile yazamaz o insanlar. Yazabilecek edebi bilgiye ve yeteneğe sahip olsalar yine yazamazlar. Yazamadıkları için Nazım Hikmet, Nazım Hikmet olabilmiştir. Yazamadıkları için Didem Madak, Didem Madak olabilmiştir.
Şahsen böyle düşünüyorum.
Bu güzel konu için ayrıca teşekkür ederim deepsiii!
Sanat lafını kaldıralım bence, rahat ederiz. Sadece türler, konular olsun. Kim neyi beğeniyorsa onu okusun/seyretsin.
YanıtlaSil:)
Buraya fikrimi yazıyordum ama uzun sürdü o yüzden bloğa geçtim :)
YanıtlaSil