Usta ile Margarita, Lanet Olsun Zaman Nehrine, Vejetaryen, Kasiyer, bu en sevdiğim kitaplar güneşte kaldıkları için çok üzülmüştüm. Dışlarındaki kaplama soyulmuştu, güneş eritmişti. Şeffaf bir kaplama buldum bir sandıkta ve kitapları yeniden kaplamak istedim. Kitapların dışına tam uyuyordu şeffaf şey ama bit türlü yapıştıramadım. Bir yerini düzeltsem diğer yeri kayıyordu.
Yapışkanlı fotoğraf albümleri satıyorlar. Dijitalden baskı yaptığımız fotoğrafları koymak için. O albümlerde de yapıştırmak zor. Hep bir yerleri kabarıyor. Bu kitapların da kapları bir türlü yapışmıyordu.
………………..
İlkokula yeniden başladım. Birinci sınıf. Derse geç kaldım. Bir yandan da aynı dersleri bir daha mı okuyacağım diye gergindim. Sınıf soğuktu. Resim dersi. Pastel boyalarımın rengi çıkmıyordu soğukta, resim kağıdına bir türlü boya yapamadım.
Çantamdan dev Afrika salyangozumu çıkardım. Evden getiriyordum derse, sıkılmasın diye. Masaya koydum. Öğretmen tamam şimdi kozalardan kolye yapacağız dedi. Kozaların içlerindeki krizalitleri çıkardık. Onları kutulara koyduk. Kelebek olacaklar ya. Kozalardan takı yapmaya başladık.
…………………..
Kuşlar sokaklara indiler. Bağırarak, çığlık atarak, öterek yere yakın uçmaya başladılar. Kuşlar depremi hissediyorlardı. Kediler de sokaklarda koşmaya başladılar. Caddede arabalar, taksiler kuşlara, kedilere çarpmamak için birbirlerine çarptılar, bazıları duvarlara çarptı. İnsanlara bir şey olmadı ama çarpmalardan kolları bacakları morardı. Sonra da deprem oldu.