MÜNİH KOMPLOSU
Wolfgang Schorlau
İletişim Yayınları, 292 sayfa
Alman Edebiyatı da sineması da Ruslarınki ve Japonlarınki gibi kendine özgü, biraz karanlık, gizemli, biraz da sert, hatta melankolik. Bu üç ülke de geçmişlerinde ağır savaşlar yaşamışlar. Almanların geçmişi, imparatorlukları, savaşları acı dolu ama aynı zamanda acımasız da.
Bu roman da gerçek bir olayı ele alıyor. 40 yıl önce Münih’te bir terör saldırısı gerçekleşmiş. Oktoberfest sırasında bir bomba patlamış. Bu olay halen çözülememiş. O dönemde önce bunu bir sol düşünceli eylem olarak lanse edip toplumun tepkisini çekmek istemişler ancak bombayı koyan kişi aşırı sağ örgüt üyesi çıkmış. Tek kişilik bir eylem olduğunu açıklamış, o dönemin siyasi ve emniyet güçleri. Ancak resmi kayıtlarda tanıkların ifadelerine göre en azından 3 kişi birlikte hareket ederek bombayı yerleştirmişler.
Bu olayın üstü kapatılmış. Daha fazla incelenmemiş. Belli ki o dönemin siyasilerinin işine gelmemiş, olayın çözülmesi. Bu dava Alman halkının hafızasından silinmiş. Ancak bu olaydan 10 yıl önce yine Münih’te bu kez Olimpiyatlarda gerçekleşen katliam hiç unutulmamış ve suçlular da bulunmuş.
Romanda Oktoberfest katliamı gerçekleşiyor, bu zaten gerçek vaka, sonra da günümüzün polisi, kırk yıl önceki olayın gerçek suçlularının bulunması için bir detektifi görevlendiriyor. Bundan sonrası kurgu olsa da, yine de o dönemin belgelerine dayanıyor, hasıraltı edilmiş belgelere.
Siyaset, polis, terör, suç romanı diyebiliriz. Romanda anlatılan konu aslında evrensel, bir yandan da. Anlatıldığına göre, terör eylemlerinin altından siyasiler, hükümetler çıkıyor. Yöneticiler, çeşitli nedenlerle bazen halkın ilgisini dağıtmak bazen halk üstündeki baskıyı gevşetmek için bombacılar, tetikçiler yetiştiriyor ve onları terör eylemlerinde kullanıyorlar. Suçlu olarak da başkaları gösteriliyor. Bu eylemleri genelde ülkeler ortak, birlikte gerçekleştiriyorlar. Romana göre, bu durum da dünyanın gerçeklerinden.
İnce işlenmiş romanlardan. Not:3/4
ISLAK BALIK
Volker Kutscher
İletişim Yayınları, 480 sayfa
Roman, birkaç yıl önce izlediğimiz ve 2025 yılında yeni sezonu gelecek olan Babylon Berlin adlı Alman karanlık siyaset ve suç dizisinin uyarlandığı roman serisinin ilk kitabı. Gerçeklerden yola çıkan kurgu roman.
Naziler öncesi Almanya. Naziler yavaş yavaş yükselişte. Birinci Dünya Savaşı sonrası. 1920’ler. Karanlık bir dönem. Hükümet, devlet, Naziler, çeteler, silah, uyuşturucu. Dönemin gerçekleri anlatılıyor. Cinayetler, suçlar kurgu gibi. Ancak hepsi bir şekilde gerçek olayları temel alıyor. Alman sinema yönetmeni Fritz Lang’ın ünlü filmleri M ve Dr. Mabuse’daki kahramanlar bu romanda da bulunuyor.
Berline atanan genç bir detektif, önce pornocuların peşine düşüyor sonra da katillerin. Katillerin Nazilere silah sağlayan yeraltı örgütleri ve polis ile işbirliği bulunuyor. Detektifin soruşturmaları haliyle hep engelleniyor. İşin içinde silahlar, altınlar, rüşvetler olunca kimse gerçekleri istemiyor.
İnce işlenmiş, heyecanlı ve karanlık olaylar. Okuyunca şunu anlıyoruz ki dünya değişmiyor. Not:3/4
Alman edebiyatı okudum mu hatırlamıyorum. Okunabilir gibi duruyor. Teşekkürler Deep:)
YanıtlaSilDünyanın değişmesi tek bir şeye bağlı. Fakat o da mümkün görünmüyor. Herkesin islam çatısı altında birleşip kardeş olması. Ama hakiki ehli sünnet ve cemaat şeklinde bir inançla. Yoksa dilde herkes müslüman ama kardeşlik falan yok. Herkes birbirinin kuyusunu kazıyor.
YanıtlaSil