30 Temmuz 2022 Cumartesi

MALEZYA DİZİLERİ 5


Blogları Canlandırma Projemizin Temmuz temaları, İspanyol kültürü, Romantik-Drama idi. Bu ay için 3 tane Malezya romantik dramı seçtim.


KERANA DİA MANUSİA BİASA

ÇÜNKÜ O NORMAL İNSAN

Malezya dizileri her zaman romanlardan uyarlanıyor. Genelde kısa diziler. Yaklaşık 40 dakikalık ve 24 bölümlük diziler. Her bölüm başında özet de oluyor. Hepsi aşk, sevgi, evlilik, aile dram veya komedileri. Müslüman diziler olduğu için hepsi masum diziler. Dramları da çok ağır ve yoğun değiller.

Bu dizi de 2019 yılı dizisi. 40’ar dakikalık 15 bölümlü dizi. Nurin üniversiteli bir genç kız, arkadaşları ile bir evde yaşıyor. Bir gün kızkardeşi ona gelip bir kız bebek bırakıyor ve ortadan kayboluyor. Nurin bebeğe bakmak zorunda kalıyor. Çevreye de kızkardeşimin bebeği diyemiyor, kendi bebeği gibi konuşuyor.

Aradan yaklaşık beş yıl geçiyor. Bebek Alia da biraz büyüyor. Shamil, bir genç adam, karısı Aishay ölüyor. Shamil’in ailesi oğullarının evlenmesini istiyor, Shamil de Nurin ile tanışıp evleniyor ancak evlilikleri saygı çerçevesinde sadece. Evlilikten sonra ikisinin başına birçok dramatik olay geliyor.

Dram sevenler için. İzlemesi keyifli. Not:3/4




SEİNDAH 7 WARNA PELANGİ

GÖKKUŞAĞININ 7 RENGİ KADAR GÜZEL

2020 dizisi, roman uyarlaması, 40 dakikalık 28 bölümlü dizi aile ve evlilik dramı.

Kırsalda arazileri, büyük bir evi olan bir geniş ailenin babası ölür ve mirasını bölüştürür, çocuklar, kuzenler arasında. Evi ailenin en küçük kızı olan Aira’ya bırakır. Evin büyük oğullarından Andika cenaze için İngiltere’den okulundan gelir. Aira küçüklüğünden beri Andika’yı sever. Andika ise miras konusunda kızgındır. Aira ile bir çeşit intikam alır gibi evlenir. Ancak ikisinin peşinde de insanlar vardır, onlara aşık olan ve ayrıca aile içinde de miras ve para ile ilgili sorunlar vardır. Aira ise hep Andika’nın kendisini sevmesini bekler. Sürükleyici aile dramı. Not:3/4




MARRY ME SENORITA

EVLEN BENİMLE SENYORİTA

2021 Malezya dram dizisi, 40 dakikalık 28 bölümlü. Başrolde Dini Scahtzman, önceki dizilerde ikinci adam rollerindeydi, ilk kez başrolde. Fiziği nedeniyle hep yurtdışından gelen Malezyalı rollerinde.

Aşk, evlilik, aile dramı olan dizide, Sofia, anne babasını kaybettiği için amcasının evinde yaşıyor, amcası ölünce yengesi onu evden kovuyor, Sofia gece sokaklarda iken İsa adlı bir genç ile tanışıyor, yağmurda. İsa onu dinliyor o gece. Sofia, bir kız arkadaşının evine gidiyor ama kız arkadaşı kötü işlerde çalışıyor. Sofia ve İsa birkaç kez karşılaşıyorlar ve her defasında İsa, Sofia’yı koruyor.

İsa’nın ailesi onu illa ki evlendirmek istiyor, İsa da evlenmiş olup kurtulmak için Sofia ile evleniyor, Sofia da zaten çaresiz ve evsiz. Evleniyorlar ama hayatlarında dram bitmiyor.

Sürükleyici dramlardan. Not:4/4

29 Temmuz 2022 Cuma

OSAMU DAZAI

 




ÖĞRENCİ KIZ

İthaki, 60 sayfa.

Dazai, eski bir yazar olsa da bizde son yıllarda Japon Edebiyatına ilginin artması ile tanındı, kitapları yayınlanınca bu ilginç ama çok da karamsar yazarı tanımış olduk. Kitapları kadar yaşamı da ilginç.

Öğrenci Kız, bir küçük Japon şehrinde yaşayan bir ergen kızın bir gününü anlatıyor. Onun gözünden onun ağzından kızın gündelik yaşamını, hayat hakkında düşüncelerini okuyoruz, biraz da asiliklerini. Yani Çavdar Tarlasındaki Çocuklar’ın Japon versiyonu gibi ve kitap çok başarılı. Kısa olmasına rağmen İnsanlığımı Yitirirken kadar etkileyici. Not:3/4

YEŞİL BAMBU VE DİĞER FANTASTİK ÖYKÜLER

İthaki, 176 sayfa

Bu öyküler toplamında Dazai, bu kez Japon masallarını değiştirip kendi masallarını yazmış. Bir yandan da bu eski masalları da tanıtmış oluyor. Hepsi birbirinden ilginç öyküler, özellikle Yeşil Bambu ve Aşk ve Güzellik Üzerine adlı öyküler çarpıcı. Uyarlama masallar, Dazai diliyle hüzünlü, sert, bir yandan da kara mizah dolu. Not:3/4

MOR BİR SERSERİNİN GEZİ NOTLARI

Dedalus, 222 sayfa

Yazarın gezi kitabı ancak bildiğimiz gezi kitaplarını andırmıyor. Dazai, gezi kitabını yazarken, kendi kişisel düşüncelerini de ekliyor, ayrıca kendi memleketine gidip akrabaları ile de görüşüyor, yani gezi ve anı, günlük hepsi bir arada. Ayrıca yazarın ailesini de öğreniyoruz. Böyle kalabalık ve saygın bir aileden çıkıp da nasıl bu kadar depresif olmuş ve defalarca intihara teşebbüs etmiş, anlamak zor. Not:3/4

BATAN GÜNEŞ

Olvido, 125

Batan Güneş, savaş sonrası zor duruma düşen, Amerikalıların yerleştiği Japonya’yı anlatıyor. Bir ailenin yaşamı yoluyla, ki bu kitabında da yazarın kendi yaşamı var belli oluyor. Ülke zor durumda, insanlar zor durumda, romandaki aile de zor durumda. Hüzünlü roman. Yazar da her zamanki gibi üzüntülü. Not:3/4

28 Temmuz 2022 Perşembe

KELİME OYUNU 87





Kelime Oyunumuz devam ediyor. Beş kelime veriyoruz ve bu beş kelimenin de içinde olduğu öykü, şiir, deneme benzeri bir yazı yazıyoruz. Herkes yazabilir, herkes beş kelime de verebilir.


Haftanın kelimeleri: Tokat/Soğuk/Mantar/Rüya/Rüzgar/

VAİNA 7

Yüzüne yediği sert bir tokatla kendine geldi ve derin bir nefes aldı. Ona vuranın Ingrid olduğundan emindi çünkü "Hepsi senin suçun aptal yaratık!" diye bağırdığını duymuştu. Fakat gözlerini açtığında yalnız olduğunu gördü. Şafak sökmek üzereydi. Yağmur durmuş ve bulutlar dağılmıştı. Dağların ardında doğmak üzere olan güneşin zayıf parlaklığı görülebiliyordu.

Sağ yanında cansız uzanan Ingrid buz gibi soğuk ve gerçeklikten uzaktı. Doğrulup otururken Ingrid'in bedeninin sanki büyülü bir alevle tutuşturulmuş gibi usulca kıvılcımlar saçarak rüzgara karışmaya başladığını gördü. Yaşadığı bunca şeyden sonra bu pek de şaşırtıcı değildi. Uzanıp onun yüzüne dokundu. Bir an için belki de geri geleceğini sandı. Fakat bunun yerine rüzgara daha hızlı karışmasına sebep olmuş gibi ondan geriye kalanlar kıvılcımlar halinde havaya saçıldı ve yok oldu.

Yine boğazı düğümlenmişti. Bir süre hıçkırarak ağladı. Yaşadığı şeyler büyük bir kabus gibiydi. Sonunda gözlerini silip ayağa kalktığında bedenindeki yaraların ve kırıkların acısı olmasa her şeyin hayal ürünü olduğuna inanabilirdi. Aslında belki de zehirli bir mantar yemiş ve ormanda yürürken yaralanıp sahiden hayal görmüş de olabilirdi. Bulunduğu yer hakkında en ufak bir fikri yoktu. Fakat yürümeye başlayıp bir yerleşim yeri bulmaya çalışsa iyi olacaktı. Kafası o kadar karışıktı ki ne düşünmesi veya ne yapması gerektiğini bilemez haldeydi.

Bir süre ilerledikten sonra geriye dönüp uyandığı noktaya doğru baktı. Aklı hala olanları tam olarak almıyordu. Bu şekilde ilerlerken minik bir dereye rastladı ve onu takip etmeye başladı. Bir yerde bir su kaynağı varsa mutlaka bir yerleşim de olurdu. Ingrid'i son gördüğü ve havaya karışmasını izlediği o kayadan uzaklaştıkça zihni ona oyunlar oynamaya ve rüya gördüğüne inanmaya başladı. Böylesi daha mantıklıydı.

Bu şekilde dereyi takip ederken bu kötü rüyayı da unutmaya ve yola odaklanmaya başladı ve en sonunda bir keçi yoluna rastladı. Bunu takip edip dağdan aşağı inmeye başladığı zaman aşağıda çok da büyük olmayan bir köy olduğunu fark etti. Güneş çoktan yükselmişti. Köyde herkesin uyanık olduğuna ve çalışmaya başladığına dair sesler olduğu yere kadar yankılanıyordu. Birisi baltayla odun kesiyor olmalıydı. Bir de demir dövme sesi çınlıyordu. Uzaktan çok küçük görünmelerine rağmen bir çobanın bir keçi sürüsünü köyden uzağa götürdüğünü ve otlatmaya çıkardığını görebiliyordu. Eskiden gözleri bu kadar iyi değildi dağ havasının ona yaradığını düşündü. Sesleri bu kadar iyi duyması da eko sayesinde olmalıydı.

Ani bir rüzgar eserken dağdan aşağı yuvarlanmamak için dikkatli olmaya çalıştı. Bu sırada rüzgarın içinde "Budala.." diye Ingrid'e ait gibi duran bir fısıltı işitti. Kafasını vurup durduğu için halüsinasyon görüyor olmalıydı. Bunu biraz garipsese de başını çarpan insanlara böyle şeyler olmasının normal olduğunu biliyordu. Aşağı inmeye devam etti. Köyde yaraları için yardım bulabileceğini umuyordu. Eğer bir doktor varsa halüsinasyon ve zehirli mantarlar hakkında da konuşsa iyi olacaktı.

Bunu düşündüğü anda "gerçekten bir mantar yiyip ikimizi de kurtar!" diye rüzgarın içinden gelip kulağına bağıran sesle ne olduğunu şaşırdı. Dengesi bozuldu ve birkaç metre aşağıya yuvarlandı. Neler olduğunu anlayamıyordu. Kırık kaburgaları daha da kötü duruma gelmişti. Zar zor ellerinin üzerinde doğrulmaya çalışırken sesin rüzgarın içinde değil kafasının içinde olduğunu anlamıştı. "Kenara çekil ve beni bırak!" diye bağırıp duran sesle mücadele etmek çok zordu. Köydeki çobanın keçilerle beraber ona doğru geldiğini görüyor ama konuşup yardım isteyemeyecek kadar acı çekiyordu. Kafasının içinde bağıran Ingrid ile beraber çığlık atıp oracıkta yine kendinden geçerken hissettiği son şey beyninin parçalanıyor gibi oluşuydu.

26 Temmuz 2022 Salı

ESNEKLİK

 




Herkesin algısı ve bilinç düzeyi aynı değil. Bazı insanların farkındalığı daha yüksek. O nedenle bir kitap bir kişiye hitap etmeyebilir, satır aralarında gizli gerçekler herkesin ilgisini çekmeyebilir.

Genelde çoğu insanda toptancı bakış açısı var. Bilişsel çarpıtma var. Şuna benziyor, tüm Japon edebiyatını kötüleyemeyiz veya tüm kişisel gelişim kitaplarını da kötüleyemeyiz veya tüm çizgi romanları, siyasi kitapları, dini kitapları kötüleyemeyiz. Bunlara karşı düşüncelerimiz olsa da.

Ama işte algılar farklı olabiliyor. Ya hep ya hiç dediğimiz bakış açısı var. Esnek olmak gerek, halbuki. Bizim ülke insanı esneklik konusunda zayıf. Fanatik algılarımız var. Belli bir kişiye ait algı da zamanla değişebilir, o kişi bunu görebilir.

Genelde farkındalık, bilinç düzeyimiz düşük. Yanlış öğretileri fanatik şekilde savunuyoruz. Ölümüne savunanlar bile var. Bu da gelişimi engelliyor. Ben hümanistim, ben gerçekçiyim, ben hayalciyim gibi tanımlamalar da sadece savunma mekanizması oluyor. Bunlar hep kalıp yargısı.

Mantık çerçevesinde davranmak iyi gibi duruyor. Gereksiz polemikler, duygusal polemikler, bizim ülke insanında popüler. Kişisellik de popüler. Konuyu kişilere çekmek yani. Ayrıca en zoru da yüzleşmek. Bu yüzden kolayı da, reddetmek. İnsan eksiğini görmektense başkasını suçlamayı tercih eder.

22 Temmuz 2022 Cuma

GÜNCEL DERGİLER

 




Haziran Temmuz Dergileri:

BİLİM VE TEKNİK

Haziran sayısı tümüyle matematik üzerine. Pi sayısı, müzik ve simetri, ünlü matematik problemleri, çözülememiş problemler, Mobius şeridi, matematik dallarının aralarındaki bağlantılar, Hilbert’in sonsuz otel paradoksu, sihirli kareler, Moessner mucizesi gibi matematik konuları dışında çeşitli bilimsel konular ve hayvanlar dünyası ile ilgili yazılar bulunmakta. Ayrıca, yeni çekilen Kara Delik fotoğrafı da var dergide.





Diğer dergiler:

OKSİJEN GAZETESİ: Her zamanki gibi kültür sanat ağırlıklı yazılar bulunuyor ve ünlü kalemler de var. Ayrıca, dünyaya en uzak galaksilerin de fotoları bulunuyor.

MİLLİYET SANAT: Her zamanki gibi kültür sanat yazıları bulunuyor dergide.

HERKESE BİLİM TEKNOLOJİ: Bilim konulu yazılar her zamanki gibi ilgi çekici.

BÜTÜN DÜNYA: Popüler genel kültür dergisi hafif ve keyifli okumalar için.

EVİM: Her zamanki gibi renkli, zarif, iç açıcı ve pratik.

Not: Sürekli aldığım dergiler bunlar.