21 Haziran 2024 Cuma

UZAY TEORİSİ

 




Evrenle ilgili birçok tahmin ve birçok bilinmezlik var. Örneğin samanyolu yani galaksimiz dört kollu sarmal bir galaksi. Biz bunun yaklaşık bir disk şeklinde olduğunu biliyoruz. Merkezinde devasa bir karadelik olduğunu ve galaksinin kollarının yavaş yavaş bu karadeliğe doğru yol aldığını da biliyoruz. Güneşimizin bizimle birlikte bu kollardan birinde merkeze doğru ilerlediğini de biliyoruz. Elbette astronomik boyutlarda bu yolculuk hayal edemediğimiz sürelerde son bulacak. Belki de momentum sebebiyle karadeliğe düşmeyecek kadar uzaklıkta sabit duruyor da olabiliriz o kısmı tam bilemiyoruz.

Uzayda çeşitli şekillerde galaksiler tıpkı küçükken oynadığımız bilyeler gibi dağınık bir şekilde saçılmış durumdalar. Genişleyen uzay ile birlikte hepsi belli bir hızla birbirinden uzaklaşıyor. Uzayın nasıl oluştuğu konusu da hala tartışılan ve birkaç teori üretilen bir konu. Hep bir noktadan patlayarak genişleyen uzay teorisi konuşulurdu ancak şimdilerde deniliyor ki evren her yerde aynı anda gerçekleşti. Bunu kozmik arka plan ışıması denilen bir şeyi ölçerek söylüyorlar. Bu ışıma kızıla doğru kaydığı zaman uzaklığı belirten dolayısı ile de zamanı ölçmeye yarayabilen bir şey.

Ölçümler uzayın belli bir merkezi olmadığını, her yönden aynı mesafe ve aynı özelliklerin görülebildiğini gösteriyor. Evren içi boş bir cam küre gibi olmalı. Ancak bu kürenin içinin tamamını değil de uzay olarak cam kısmını düşünmeliyiz. Yani cam küreyi oluşturan cam eğer uzaysa, her yönden eşit bir kozmik arka plan ışıması görüyor olmamız normal olurdu. İçte kalan boşluk ise başlangıçta sıkışık halde durup patlayarak genişleyen uzayın yarattığı bir karadelik olabilir. Uzay, bunun etrafında küresel şekilde genişlemiş merkezde karadeliği oluşturmuş ve bunun etrafında dönüyor olabilir.

Küre genişledikçe galaksiler birbirinden uzaklaşıyor. Tıpkı şişirilen bir balonun üzerinde birbirinden uzaklaşan noktalar gibi. Ayrıca bu küresel yapının iç ve dış yüzeyi tek veya çift boyutlu bir fiziksel yapıda iken uzayı oluşturan kısım üç boyutlu. Eh bu durumda yeterince hızlı seyahat edebiliyor olsaydık uzayda hep aynı yöne giderek başladığımız noktaya gelebilirdik. Bu nedenle uzayda daha da uzak noktalara bakabildiğimiz günler geldiğinde uzaklarda kendimizi görebiliriz. Normalde ufuk çizgisi olması ve bir müddet sonra görüşü kaybetmemiz gerekirdi tıpkı küresel dünyamızda ufka bakmak gibi ancak küresel uzayın duvarlarının eğime rağmen görüntüyü ilettiğini düşünüyoruz.

17 Haziran 2024 Pazartesi

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 252


Ağaç Ev Sohbetlerimiz devam ediyor. Her hafta bir sohbet konusu buluyor ve o konuda yazıyoruz. Herkes yazabilir, herkes sohbet konusu bulabilir.

Haftanın konusu: "Nerdeee o eski bayramlar diyenlerden misiniz?"

Bayramlar minikken tatlı oluyor galiba. Büyükleri gezmek, harçlık almak veee bulduğun bütün çikolataları yemek, şekerleri yemek gibi. En azından 100 adet madlen yemek gibi bir günde. Şekerleri, çikolataları annemizin sakladığı yerlerden bulmak.

Babaanne yeter artık yiyemicem, sen hep çok koyuyon yemekleri, bitmiyor ki hiç. Anneanne bu neee, bu ayaklar ne arıyor tencerede? Korkunç yaa! Bunları mı yicez iğrenç! Ben ayak yemem. Tamam lahana sarması, kalburabasma çok iyi de bu ayak ne korktum ben.

Annee artık hep kavurma mı yicez? Evet kızım, bak iki deden de kurban kestiler. Komşular da kestiler. Baksana buzluk et doldu. Bu etler altı ayda bitmezler. Hep kavurma yiyeceğiz. Anneee hani sen demiştin ya pastırma yazı diye yakında gelcekmiş yaa pastırma yazı kavurma yazından sonra mı geliyor. Sonra puding yazı gelcek mi?

Anne yaaa, hani tatile denize gidecektik yaa! Neydi hani teyzemler tekel kampı mıydı neydi maliye mi demiryolları mı ne davet ettiler yaa bak ne dicem sen bu kavurmaları kavur hepsini şu saklama kaplarına dolduralım da tatilde yemek parası vermeyiz hep bunları yeriz. Kavurma yazında çıtır tavuk yemek olmaz şimdi de mi yaa.

Annee, aybaşında yoğurt alacaz değil mi? Siz hep hesaplıyorsunuz ya aybaşında robot süpürge alcaz, akıllı saat redmi alcaz, yoğurt da alalım mı? Ya yoğurt ucuz kızım yaaa! Anne ben yapay zeka istemem bayram hediyesi olarak bu yaz yatay zeka istiyom hep yatcam uyucam klimada anne çok sıcak.

Anneee bak akıllı bileklik ne diyor yaaa, kurbanları dağıtırken günlük yürüyüş hedefine ulaştınız. Bütün apartmanın etlerini ben mi dağıtıcam? Anne dağıtırım ben bu apartmanı, mafya kızı olcam ben yaa, zengin kocalı sarısı boyatcam saçlarımı, ben zengin olayım, herkes bana kurban olsun!

İyi payramlaar!

Zamanı olan ve isteyen herkes yazsın eski bayramlarııı, özlemleriii!

14 Haziran 2024 Cuma

BCP 24 MAYIS RAPORU


Blogları Canlandırma Projesi etkinliğimiz devam ediyor. Her ay için temalar belirliyoruz, bu temalardan istediklerimizi veya hepsini seçip, izliyoruz, okuyoruz, dinliyoruz ve her ay sonunda yazıyoruz.


Detayli bilgi ve etkinlik kuralları için tıklayın.


Mayıs ayı temalarımız dram, tarihi, gotik, İrlanda idi.


Haziran ayı temalarımız ise korku, polisiye, gezi, çocuk. İstediklerinizi seçebilirsiniz.


Mayıs ayında yazanlar:


Nurgül K.: Kore Dizisi



Yüreğimin İklimi: Film Kitap Dizi


Deep: Film Kitap Dizi


Tefrika: Bir Tarık Tufan Kitabı


Bez Cadıları: Kore Dizisi


Fighting: Bir Julia Queen Kitabı


Bonheur: Normal People adlı dizi


Makbule Abalı: Acı Yoruldu Adlı Kitap


Eğitim Pınarı:


Okurix arkadaşımız da bugünlerde yazacak ve linkini ekliycem bu yazıya. Başka yazan varsa ve gözümden kaçmışsa söyleyin.

6 Haziran 2024 Perşembe

BLOGLARI CANLANDIRMA PROJESİ 5



Blogları Canlandırma Projesi etkinliğimiz devam ediyor. Her ay için temalar belirliyoruz, bu temalardan istediklerimizi veya hepsini seçip, izliyoruz, okuyoruz, dinliyoruz ve her ay sonunda yazıyoruz.Detayli bilgi ve etkinlik kuralları için tıklayın.

Mayıs ayı temaları; dram, tarihi, gotik, İrlanda idi.

Haziran ayı temalarımız ise korku, polisiye, gezi, çocuk. İstediğiniz temayı veya temaları seçebilirsiniz. Yazılarımızı da yaklaşık olarak 20 Haziran-10 Temmuz arasında yazabiliriz.

Mayıs için gotik temasından bir film İrlanda temasından da bir dizi ve bir kitap seçtim.


GOTİK

GEÇEN YAZ BİRDENBİRE

Suddenly Last Summer

Liz Taylor, 1959, A.B.D./İngiltere

Film, Güney Gotiği tarzında. A.B.D.’nin güney eyaletleri oldukça kendine özgü. Biraz da tutucu eyaletler. Louisiana gibi. Amerikan İç Savaşında da önemli rol oynayan bu eyaletler aynı zamanda ırkçı da. Köleliğin olduğu yöreler bunlar. İç savaş da zaten bu yüzden başlıyor. Bu bölgeler ayrıca batıl inanç dolu. Güney Gotiği bir edebiyat, sanat, müzik tarzı. Güneyin ruhu ile gotik elementleri birleştiriyor. Karanlık oluyor biraz tabii. Kötülük, korku, cinayet de haliyle.

Filmde, zengin bir kadın bir cerrah ile görüşme yapıyor, yeğenine lobotomi yapılmasını istiyor. Lobotomi, eskiden yapılan beyin ameliyatları. Hala, yeğenini akıl hastanesine kapatmış, ameliyat yoluyla iyice aklının gitmesini istiyor çünkü ortada mal mülk var. Kadın halasına rağmen bu ameliyattan kurtulmak istiyor. Doktor arada kalıyor.

Siyah beyaz, başarılı bir dram, gerilim. Not:3/4


İRLANDA

TOO GOOD TO BE TRUE

Gerçek olamayacak kadar iyi anlamında dizinin adı. 2024 yılı dört bölümlü mini dizi.

Konusu çok bilindik. Yine de bu tür konular hep izleniyor ilgiyle. Bekar bir anne çok zengin ve yalnız yaşayan bir adamın yanında işe başlar. Eve göz kulak olur, ev işleri yapar. Çocuğunu da yanına alır işe giderken. Ancak adamın gizemli yönleri vardır. Başlarda güvenilir ve çekici bir erkek iken tehlikeli olmaya başlar.

Estetik yönden zevkli olduğu için izleniyor ama unutulmazlardan değil. Not:3/4

BÖYLE KÜÇÜK ŞEYLER

Claire Keagan

Jaguar Yayıncılık, 85 sayfa

Small Things Like These, kitabın orijinal adı. 2024 yılında filme de çekildi. Başrolde Cillian Murphy (Peaky Blinders).

Jaguar Yayıncılık, Siren, Sel gibi en iyi kitapları yayınlayan yayınevlerinden biri. Bu roman da Keagan’ın diğer romanı Emanet Çocuk (Foster) gibi başarılı, sade, etkileyici ve kısa. Emanet Çocuk da filme çekilmişti ve film çok iyiydi (The Quiet Girl). O romanda koruyucu aileye verilen ufak bir kız vardı.

Bu romanda ise orta yaşlı bir erkek, Bill Furlong, odun kömür satıyor. Evli ve kızları var. Kendisi ona bakan bir kadının yanında büyümüş. Bol düşünen biri. Geçmişini, bugünü. Bir gün bir manastıra iş yaparken ufak bir kız görüyor. Kız korkmuş. Kızı manastıra yine götürüyor ama aklı kızda kalıyor. Manastırda çok sayıda kız var. Bunlar genelde hamile kaldıktan sonra buraya geliyorlar, burada çalıştırılıyorlar.

Yazar, ülkesinin bir yarasını anlatmış. 2000’lerden önceki yıllardaki bir İrlanda gerçeğini. Not:4/4