10 Nisan 2025 Perşembe
NİNJA
Gece bir köyde saklandık. Etrafta cadılar var. Ninjalar gibiydik birkaç kişi.
Büyülü kılıçlarımız var. Elimde cam bir boncuk var.
Gözlerim görmüyordu ama Ninjalar gibi seslerle görebiliyordum.
Çevrede düşmanlar varken elimdeki cam boncuk gibi küreyi açığa çıkarttığımda etrafımdaki insanlar kör oluyordu, ben ise görebiliyordum ama çok kısa süre için. Böyle saldırıyordum.
Cadılar saklandığımız yeri bulamadan evden ayrılıp güvenli yere gitmemiz gerekiyordu.
Evden çıktık. Ormandaki yangın kulesine önce gidelim ordan devam ederiz dedik.
Ama evden çıkar çıkmaz etrafımızı düşman sardı.
Dört beş kişiydik, onlarla savaşırken uyandım.
7 Nisan 2025 Pazartesi
AĞAÇ EV SOHBETLERİ 291
Ağaç Ev Sohbetlerimiz devam ediyor. Her hafta bir sohbet konusu buluyoruz ve o konuda yazıyoruz. Herkes yazabilir, herkes sohbet konusu bulabilir.
Haftanın konusu: "Tıp, sağlık, bakım alanlarındaki gelişmeler sayesinde yaşam süresi uzadı. Bu, olumlu bir durum mu?
Sağlıktaki gelişmeler ile insanların yaşam süresi uzadı, özellikle Avrupa'da nüfüs yaşlandı, çocuk sayısı da azalıyor bu ülkelerde.
Kişisel olarak düşününce bu iyi bir durum gibi. Sevdiklerimiz yaşasın, herkes yaşasın. Global olarak bakınca ama olumlu değil gibi.
Avrupada kalp krizi de azaldı. Hem tıp hem de sağlıklı beslenme nedeniyle. Gelişmiş ülkeler hastalıklara daha çok çare bulmaya başladılar.
Ancak dünya nüfusu da artıyor ve açlık da çoğalıyor. Bizim ülke nüfusu da çok hızlı artıyor dünya nüfusu da. 8 milyarı geçmiş dünya nüfusu.
Bu durumda gıda ve su bulmak zorlaşıyor. Uzun yaşam nedeniyle sağlık, bakım maliyetleri de artıyor. İlaç fiatları da çok yükseliyor.
Hepimiz sağlıklı ve uzun yaşarsak bir gün dünyaya sığamayabiliriz belki veya yiyecek gıda kalmayacak. Su da kalmaz.
O zaman, gıda ve su kaynaklarını iyi korumalı.
İsteyen ve zamanı olan herkes yazsın işte!
4 Nisan 2025 Cuma
BCP MART
BEYAZ KİTAP
Han Kang
April Yayıncılık, 143 sayfa
Son yıllarda çok şaşırtıcı ve hayran olunası iki kitap var. Kendisi de bir kasiyer olan Japon yazar Sayaka Murata’nın Kasiyer adlı romanı ile Güney Koreli yazar Han Kang’ın Vejateryen adlı kitabı. İki yazar da ödüller aldı, Kang 2024’te Nobeli de aldı. İki kitapta da çok yeni, modern bir dil var.
Bizler Güney Amerika edebiyatı okurken son yıllarda Kuzey Avrupa edebiyatı ile Uzakdoğu edebiyatı aysberg, volkan veya suda havaya zıplayan balinalar gibi ortaya çıktılar. Han Kang da bunlardan biri. Savaşlar nedeniyle Nobel kutlaması istemedi. Aşırı hassas olduğu kitaplarından belli.
Vejateryen’de vejateryen olmaya karar veren bir kadının karşılaştıklarını yazan yazar Beyaz Kitap’ta da beyaz nesneleri, beyaz imgeleri yazıyor. Kitap günlük gibi, otobiyografi gibi, deneme gibi. Ayfer Tunç’un Suzan Defter’i ile Ferit Edgü’nün Yazmak Eylemi adlı denemelerine benziyor.
Beyaz nesneler ile yazar kendi geçmişini anlatmış. Kitabın bir kısmını Varşova’da bir yazar evinde yazmış olduğu için kitapta Varşova da var. Beyazlar, kundak, kar, süt gibi. Kitabın kahramanının annesi bir zamanlar bir çocuk doğurmuş ama bebek sadece iki saat yaşamış. Yani, kahramanın yaşamayan kardeşi o. Kahraman bunu unutamıyor. Kardeşi doğsaymış aile bir çocuk daha istemediği için kahramanımız hiç doğamayacakmış. Kahramanımız, annesi ve doğmayan kardeşini anlatırken kendi yaşamını da anlatıyor.
Han Kang kişisel acıları, anıları edebiyatlaştırıyor. Annie Ernaux gibi. Kısa, minimal tarzıyla da Alice Munro hikayelerini anımsatıyor.
Not:4/4
Blogları Canlandırma Projesi Mart ayı temaları kadınlar günü, kadınlar, kadın yazarlar ve bahar mevsimi idi. Han Kang’ı seçtim.
BCP Nisan ayı temaları ise, mutfak, hukuk, yağmur, bayram ve çiçekler.
BCP Şubat temaları ise, romantik, romantik komedi, aşk, sevgi, yalnızlık, içsel dönüşüm idi.
1 Nisan 2025 Salı
AĞAÇ EV SOHBETLERİ 290
Ağaç Ev Sohbetlerimiz devam ediyor. Her hafta bir sohbet konusu buluyor ve o konuda yazıyoruz. Herkes yazabilir, herkes sohbet konusu bulabilir.
Bu haftanın konusu MarsdiaryofMeri'den geldi. O geçenlerde bir yazı yazdı, zamanda yolculuk konusunda. Konuyu da yanıtını da sevdim. Ona da söyledim. Bunu Ağaç Ev konusu yapalım diye.
https://marsdiaryofmeriii.blogspot.com/2025/03/zamanda-yolculuk-her-gune-bir-blog.html
Haftanın konusu: “Zamanda yolculuk mümkün ve ulaşılabilir olsaydı bu imkandan faydalanır mıydınız? En çok geçmişe mi gitmek isterdiniz yoksa geleceğe mi?”
Mars Diary of Meri çok hoş yanıt vermiş. Turistik amaçlı olarak geleceğe gitmek isterdim demiş. Geçmişe gitmek ama geçmişi değiştirmek değil sadece görmek için demiş.
H.G.Wells bu konulara meraklı. Bilimkurgu konusu bu. Jules Verne de var. Filmlerde dizilerde hep izliyoruz. Zaman kayması, sapması, paralel evrenler. Koreliler çok sever bu konuyu. Romantik filmlerde, komedilerde bu konu çok eğlenceli. Bazen de hüzünlü.
Yani şimdi yanımıza eşya almadan sadece bir sırt çantası ile, kabin bagajı ile, netten Pegasus veya Sun Express’ten ucuza bilet bularak öyle gidebilsek, ekspres olsa daha iyi olur tabii çünkü öyle olmazsa zamanda molalar vermek lazım olur, geleceğe gitmek iyi olurdu.
Yani tabii ki tur olmayacak, bir gidişte sadece bir tarihe gidilsin, tur olursa bir dolu yıla gidip hiç bir şey anlamayız ki, gelecekteki o yıla gidip gelelim, ne güzel olurmuştu. Şöyle bin yıl, beş bin, onbin yıl veya bir milyon yıl sonrasını görmek iyi olur. Distopik filmlere bakarsak ilerisi kötü gibi. Geleceği hep kötü gösteriyorlar. Öyle olmayabilir de.
Robotlar, klonlar, teknoloji, Marsa, gezegenlere yerleşme gibi konularda ilerde ne olacak acaba? Işınlanma olcak mı? Beynimize çipler ne zaman yerleştirilecek? Matematik veya yabancı dil öğrenmekten ne zaman kurtulacağız?
Ormanlar, çevre, gıdalar nasıl olacak ki acaba? Gelecek daha ilginç.
Geçmişi düşününce insan, illa ki bir şeyleri değiştirmek ister herhalde.
27 Mart 2025 Perşembe
FİLM SEÇKİSİ
UNUTULMUŞ SEVGİ
Znachor (Forgotten Love), 2023, Polonya
Başarılı bir cerrah eşi tarafından terkedilir, daha sonra da bir kaza geçirir ve hafızasını kaybeder. Köylerde dolaşır, hastalara yardım eder, doktor olduğunu hatırlamaz ancak tıp becerisi devam eder. Kendine yeni bir yaşam kurmaya çalışır. İzlemeye doyum olmayan iyi filmlerden. Not:4/4
SLEEPING DOGS
Russell Crowe, 2024, Avustralya
Hafızasında kayıplar yaşayan bir eski detektifle hapiste olan eski bir suçlu görüşmek ister. Suçluyu hapse atan kişi kendisidir. Hatırladığı kadarıyla geçmişteki bu davayı yeniden inceler. İnceledikçe geçmişteki kendi hatalarını görmeye başlar. Bu türü sevenlere. Not:3/4
CULPA MIA LONDRA
Asha Banks, İngiltere, 2025
Culpa Mia (Benim Hatam) film serisinde üçüncü film. Serideki diğer filmler gibi gençlik ateşi ve aşk filmi. Genç bir kız annesi ve üvey babası ile Londra’ya yerleşir. Üvey erkek kardeşi ile birbirlerine aşık olurlar. Tutkulu gençlik filmlerini sevenleri için. Not:3/4
YANDAKİ ODA
The Room Next Door, 2024, İspanya
Bir Almodovar filmi. Oyuncular Tilda Swinton, Julianne Moore. İki yakın arkadaş uzun süre sonra bir araya gelirler. Bunlardan biri hastadır ve ölecektir. Kadının son zamanlarını birlikte geçirirler. İyi film ancak hüzünlü. Not:3/4
LE COMTE DE MONTE KRİSTO
Monte Kristo, 2024, Fransa
Sevilen klasik romanın yeni uyarlaması renkleri, oyuncuları, dinamizmi ile çok başarılı, merak ettirici. İzlemesi çok keyifli. Not: 4/4
BACK TO BLACK
Marisa Abela, 2024, İngiltere
Amy Winehouse’ın üzücü yaşamı. Çocukluğu, gençliği, özel yaşamı, müzik yaşamı. Etkileyici. Not:3/4
BIRTHDAY GIRL
Michael Noer, 2023, Danimarka
Bir anne kız birlikte gemi yolculuğuna çıkarlar. Kız gemide yaşıtları ile eğlenirken tecavüze uğrar. Gemide bu olayın çözülmesi gerekir. Günümüzün dramlarından. Not:3/4
KABİN BAGAJI
Carry-On, 2024, A.B.D.
Uçaktaki aksiyon filmi Non-Stop’ın yönetmeni bu kez de yerde, havaalanında aksiyon filmi çekti. Yılbaşı zamanı, bir terörist bir uçağa bomba yerleştirecektir. Yetkililer de bunu önlemek ister. Aksiyon sevenler için keyifli, heyecanlı. Not:3/4
ÜÇ SİLAHŞÖRLER
D’Artagnan ve Milady, 2023, Fransa
Üç Silahşörler romanının en yeni uyarlaması. 2 filmlik bir hikaye. İlk filmde silahşör, ikincide ünlü Milady. Keyifle izleniyor. Oyuncu kadrosu da mükemmel. Cassel, Duris, Green, Garrel. Not:3/4
23 Mart 2025 Pazar
KİTAPLAR 5
YEDİ SES
Rita Guibert
Can Yayınları, 560 sayfa
Rita Guibert Arjantinli bir gazeteci, yaklaşık 50 yıl önce Güney Amerikalı dev yazarlarla sohbet etmiş, bu sohbetleri kitap olmuş.
Neruda, Borges, Asturias, Paz, Cortazar, Marquez, Infante. Yedi büyük yazar. Sohbetler uzun uzun sürüyor. Gazeteci, bu yazarlarla her konuda sohbet etmiş. Edebiyat zaten var sohbetlerde ama sadece bu yok.
Güney Amerika’nın acılı tarihi öne çıkıyor. Yazarlar ülkelerinin ekonomik politik durumlarını açıklıyorlar, kendi siyasi görüşlerini belirtiyorlar. Sohbetler bilgilendirici. Bu ülkelerle A.B.D.’nin ilişkileri örneğin. Birbirlerinden farklı görüşleri olsa da hepsi efsane edebiyatçılar.
Çok samimiler, zekiler, alçakgönüllüler, esprililer.
Edebiyat severler, edebiyat tarihini sevenler, bu yazarları sevenler, şiir sevenler, kurgu dışı deneme eleştiri sevenler okusunlar. Not:4/4
ZEHRİ KİM VERDİ
Agatha Christie
Altın Kitaplar, 182 sayfa
Klasik Agatha romanı. Hafif, kısa ama sürükleyici, merak ettirici.
Luke adlı bir polis, bir tren yolculuğunda yaşlı bir teyze ile sohbet eder. Teyze, ona yakın bir köyde şüpheli ölümler olduğunu söyler. Teyze, yolculuktan sonra trafik kazası geçirir, ölür.
Luke bunun üzerine köye gider, önce gizli daha sonra da açıktan araştırmaya başlar ölümleri.
Yine her zamanki gibi şaşırtmacalı, sürprizli ilerleme ve son. Katili tahmin etmek zor. Not:3/4
18 Mart 2025 Salı
YAZI NOTLARI 6
(Bloga yazı, öykü yazarken aldığım notlardan. Bunları daha sonra öyküleştiriyorum)
Kollarını çemrele, bulaşık yıkarken kolların ıslanmasın. Halı yıkıyorsun ayaklarını çemrele. Yani kollarındaki giysilerin uçlarını kıvır da ıslanmasın.
Kanırtmak gibi. Yerel sözcükler. Kanırtma, zorlama kırılmasın.
Süngeri fışık fışık yıka. Süngeri mıncıklayarak. Çabuk yürüyorsan fıtı fıtı yürüyorsun demektir.
13. Cuma adlı film serisi var. Kristal Göl katili Jason. Bunun oyunu var. Jason’ı Recep İvedik konuşuyor. Ölenlerden biri de Bülent Ersoy. Ormanda olur ya bir dolu insan sırayla ölürler.
Culpa Mia Londra filmindeki Matthew Broome’un filmindeki saçları gibi bir dolu çocuk var sokaklarda. Sarımsı ve önü kıvırcık. Bu saçları her sabah yapmak zor olmalı. Krem, sprey, jöle. Bu tür oğlanlara androjen diyorlar. Şimdilerde moda bu. Kız gibi erkekler seviliyor. Kaslı erkek modeller iş bulamıyor artık.
Migrostan dönerken aniden polis ve ambulans geldi. Bir apartmanın üçüncü katında orta yaşlı bir kadın çırılçıplak soyunmuş, pencereden evdeki eşyaları teker teker sokağa atıyor. İnsanlar da gülüyor duruma.
Derse hep geç kalan, ev işini erteleyen, koltukların altını süpürmeyen, bulaşık çıkmasın diye yemek yemeyen kızlar göbek piercingi yaptırmak için sabah yedide evden çıkabiliyorlar. Kitaba para vermeyen kızlar güzellik merkezine üç asgari ücret verebiliyor.
Ramazanda bile hırsızlıklar son hızla devam ediyor. Şok gibi marketlere girip çikolata yiyip kola içip çıkıyor insanlar, gizlice tabii. Kamera görüyor tabii de hangi biri ile uğraşacak çalışanlar. Dışarda camlı içecek dolapları olan marketler de bunları kaldırıyor çünkü dolaptan içecekleri alıp kaçıyorlar.
16 Mart 2025 Pazar
AĞAÇ EV SOHBETLERİ 289
Geçen hafta yorumlaşmalar az sayıda olunca yazı yazmak için birkaç gün bekledim.
Haftanın konusu: "Yaşantımızda mutluluk önemli denir. Mutluluğu tanımlamak neden zor? Mutlu olmak için hangi faktörler gereklidir?
Mutluluk her insana göre farklı. Anlamı ve tanımı farklı olur.
Bir kişiyi mutlu eden bir durum bir diğer insanı kederlendirebilir. İnsanları mutlu eden faktörler genelde belli ve ortak. Başarı, para, aile, aşk, arkadaşlar, hobiler, yetenekler.
Kişisel olarak yaklaşınca kitap okumak benim için birinci mutluluk kaynağı ancak hiç kitap okumayanlar var, kitaba para vermeyenler, bununla gurur duyanlar var. Okumayı sıkıcı bulanlar. Yani, değişiyor insana göre.
İyi giyinip makyaj yapıp sokağa havalı çıkmak çok kişinin mutluluk kaynağı. Ama çok kişi de bunu umursamaz. Giyime önem vermez. Veya arabasının markasına önem vermez.
Mutlu olmak için sağlıklı olmak gerekli diyebiliriz, başını sokacak bir dört duvar da. Veya gıda.
Bunların hepsi olsa da ailen yoksa veya arkadaşların yoksa bunları paylaşacak, bundan mutsuz olacak da çok olabilir.
Bizde kariyere, statüye önem verip bunlarla mutlu olan da çok. Veya heyecanlı bir hayat isteyen de olabilir. Extrem spor yapmak gibi.
Her şeyin olsa da bunu gösterecek anlatacak kimse olmazsa mutsuz olacak da çok.
İsteyen zamanı olan yazsın yani bakalım mutluluğu nasıl tanımlıyoruz ve neyle mutlu oluyoruz.
9 Mart 2025 Pazar
MİNİ DİZİLER 3
ZERO DAY
2025 Amerikan siyasi ve terör mini dizisi. Başrolde Robert De Niro ve oyuncu kadrosu da çok iyi.
Kısa dizi oldukça sürükleyici. Karmaşık değil, konu basit ve ufak tefek sürprizler de var. 2018 yapımı Bodyguard kadar heyecanlı değilse de merakla izlettiriyor.
Elektrikler kesilse internet hack’lense ne olur? Böyle bir durumda Amerikalılar hemen Orta Doğululardan şüphelenir ama ya teröristler içerden ise?
İzlenir dizilerden. Not:3/4
SLEBODA
2024-2025 Polonya suç mini dizisi.
Bir antropolog tatilde iken dağlarda bir cesede rastlar. Şehirdeki bir polis ve bir de meraklı bir gazeteci ile birlikte üçü olayı aydınlatmak isterler.
Suç sevenlere, tipik polisiye. Not:3/4
END OF SUMMER
2023 İsveç gerilim, gizem mini dizisi.
Yıllar önce minik bir oğlan kaybolur. Oğlanın ablası yıllar sonra kardeşine benzeyen bir çocuğa rastlar. Bu çocuk kardeşi midir acaba?
Sürükleyici, meraklı, keyifli dizi. Not:3/4
BORDERLINE
2024 yılı Almanya-İrlanda mini polisiye dizisi. Başrolde İrlandalı Amy De Bruhn.
Dizi, iki İrlanda arasında geçiyor, sınır civarında. Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasında sınırda bir suç işlenir ve birbirine tamamen zıt iki detektif, biri kadın biri erkek, görevlendirilirler mecburen.
Keyifli dizi. Not:3/4
A REMARKABLE PLACE TO DIE
2024 Yeni Zelanda mini gizem, suç dizisi. Kadın detektif, memleketine gider, dinlenmeye. Ailesi, geçmişi, şehirdeki tanıdıkları ile ilgili sırlar vardır. Huzur bulmak isterken cinayetler ortaya çıkar. İşe karışmak durumunda kalır.
Yeni Zelanda doğası başrolde. Not:3/4
ARE CİNAYETLERİ
2025 İsveç mini suç dizisi.
Stockholm’de hakkında soruşturma açılan bir detektif, bir turistik kasabaya tayin ister. Orda bir cinayet işlenince o da davanın soruşturmasına dahil olur ancak kişisel problemleri de çoktur, kasabalı polisler ona güvenemez.
Tipik kuzey polisiyesi. Not:3/4
6 Mart 2025 Perşembe
İNGİLİZ ROMANLARI
MELEKLERİN UĞRAMADIĞI YER
E.M. Forster
İletişim Yayınları, 256 sayfa
E.M. Forster, biraz Şekspir, biraz Thomas Hardy, biraz Jane Austen. 1900’lü yılların ilk yarısında kitaplarını yazan yazarın Manzaralı Oda, Howard’ın Sonu, Hindistan’a Bir Geçit, Maurice gibi hepsi kusursuz olan romanları var. Meleklerin Uğramadığı Yer ise onun ilk romanı olduğu için diğerleri kadar tanınmıyor.
Roman dram ile mizah arasında gidip geliyor. Genel olarak İngilizlerle alay ediyor. Kendisi de İngiliz olan yazar, İngilizlerin soğukluğu, aristokratlığı ile ve mahalle baskısı ile dalgasını geçiyor. Yazarın kendisi de çizgi dışı yaşamış ancak edebiyat gücüne ve öğretmenliğine kimse söz edemiyor.
Orta halli geleneksel bir ailenin gelini olan Lilia, İngiliz kocası ölünce yalnız kalıyor, kızı Irma ile birlikte ölen eşinin ailesi ile yaşıyor. Aile kuralcı, baskıcı. Bütün dertleri, elalem ne der. Aile Lilia’ya uygun bir ikinci evlilik sağlayamıyor. Lilia da bu evde sıkılmakta.
Lilia, İtalya’ya yolculuğa çıkıp uzun süre orada kalmaya karar veriyor. Kızı Irma, İngiltere’de aynı evde yaşamaya devam edecek. Aile, Lilia’yı tam kontrol edemiyoruz bari Irma’yı kontrol ederim diye düşünüyor ve Lilia’nın İtalya’ya gitmesini destekliyor. Ancak tabii ki ailenin şerefini unutmadan.
Lilia, İtalya’da genç bir İtalyan oğlana aşık olup evlenince her şey alt üst oluyor. Romanda iki klişe var. İngilizler, İtalyanlar. Sıkıcı İngilizler, eğlenceli İtalyanlar.
Bu olaydan sonrası tam bir kaos ve komedi. Yazar, İngilizlerle iyi eğleniyor. Roman dram ancak kişiler komik. Kendilerinin dışına bir türlü çıkamıyorlar.
Virgina Woolf romanlarını andırıyor. İkisi de aynı edebiyat akımının üyeleriymişler zaten.
Not:4/4
DAISY MASON NEREDE?
Cara Hunter
Olimpos Yayınları, 309 sayfa
Cara Hunter, İngiliz suç, gerilim, polisiye yazarı. Polis soruşturma prosedürlerini kullanıyor. Ruth Ware, Jane Casey benzeri denilebilir. Kendisi Oxford’da yaşıyor ve bu romanı da Oxford’da kendi çevresinde geçiyor. Adam Fawley serisinin ilk romanı bu ve Olimpos Yayınları, Jane Casey serisi gibi bu seriyi de yayınlamaya başlamış.
Oxford’da şehrin içinden geçen su kanalı kıyısındaki evlerden birinde bir aile bir parti verir. Anne baba ve ailenin kızı ile oğlu yaşarlar bu evde. Partide ufak kız Daisy kaybolur. İsmi gibi papatyaları sevmektedir. Partide çok şirin giyinmiştir. Partide kaybolan ufak kızın partide neler yaptığını ailesi bile hatırlamaz. Kalabalıkta herkesin gözünden kaçmıştır.
Detektif Adam Fawley davayı üstüne alır. Doğal olarak kız ya kaçırıldı ya da kanala düştü, olarak düşünülür. Ufacık bir çevrede başka ne olabilir ki?
Her zamanki İngiliz tarzı. Gerilimli bir olayın akılla çözümü. DNA ve soruşturma. Türü sevenlere.
Not:3/4
4 Mart 2025 Salı
AĞAÇ EV SOHBETLERİ 288
Haftanın konusu: "Sosyal ağ, medya sitelerinin bireyler ve toplum üzerinde olumsuz etkisi var mıdır?"
Insta, Twitter, Face, TikTok benzeri sitelerin bireyler, toplumlar üzerinde faydalı olduğunu da zararlı olduğunu da düşünebiliriz herhalde.
Bireysel olarak faydalı gibi gözüküyor. Kendi çevremiz, yerel toplum dışında başka ülkelerin, kıtaların insanları ile iletişim kurabiliyoruz. Gruplar sayesinde ortak ilgi alanları olan kişilerle bilgi alışverişi olabiliyor.
Ancak şu da var ki, çevremiz veya yerel toplum, mahalle insanları yerine çevrim içi insanlarla iletişim kuruyoruz. Böylece yakın çevrelerde iletişim zayıf oluyor. Çevrim içi konuşma nedeniyle minik toplumlar veya genelde toplumun kendisi arasında veya toplum içinde uzaklaşma dağılma parçalanma olmaya başlıyor.,
Bireysel olarak insanlar birbirine yaklaşıyor ama yerel ve toplum olarak uzaklaşıyor. Bireylerin kültürü artıyor ama tabii ekran başında. Örneğin pandemide faydalı oldu. İletişim kurabildik. Whatsapp, Linkedin dünyayı sınırsız yaptı.
Toplumsal olarak ise durum tuhaf. Yani nerdeyse gelenekler kalmadı. Herkes aynı gibi oldu. Geçmişimiz yok gibi artık.
Bireysel olarak dopamin ve doyum internette. Kendine güveni de arttırıyor sosyal ağlar. Bir de yardımlar bağışlar var. Bu da olumlu. Bir anda bir bağış kampanyası gerçekleşebiliyor.
2 Mart 2025 Pazar
GÜNCEL TÜRK EDEBİYATI
ÇİÇEKLENMELER
Melisa Kesmez
İletişim Yayınları, 113 sayfa
Kesmez’in öykülerinden sonra bu kez karşımızda bir kısa romanı var. Sade ve etkileyici, ayrıntıcı diliyle alıştık öykülerine. Yaşantımızın minik ayrıntılarını anlattı hep.
Bu romanı da bir uzun öykü sayılır. Dil ve anlatım yine aynı. Derin ama kısa cümleler. Bu kez, bir kadının kendini bulma hikayesini anlatmış.
Ergenliğinden beri hayran olduğu bir erkekle evlenen bir kadın, doğup büyüdüğü taşra şehrinden hiç ayrılmadan uzun yıllar evli olarak yaşıyor. Düz bir yaşam. Yıllarca hep aynı yaşam, alışkanlıklar. Evlendiği adam ile sevgi dolu değil de klişe bir evlilik yapıyor. Öylesine bir hayat.
Eşi ölünce sanki birden ortada kalıyor. Yaşamayı hiç bilmeyen bir kadın, ne yapacağını şaşırıyor. Yaşama emekleyerek yeniden başlıyor.
Rahat okunan bir kitap. Öykü ile roman arasında kaldığı için öykülerinden daha az etkileyici bir eser denilebilir.
Not:3/4
SÖYLEME BİLMESİNLER
Şermin Yaşar
Doğan Kitap, 200 sayfa
Yazardan bir ailenin içyüzü romanı.
Anne baba, erkek çocukları, çocukların eşleri. Üç erkek kardeş, genel olarak istedikleri gibi evlilikler yapamamışlar.
Erkek kardeşler, yıllardır görüşseler de birbirlerini hiç tanımıyorlar. Kardeşler evlendikleri eşlerini de hiç tanımıyorlar. Anne baba da çocuklarını tanımıyor. Herkesin birbiri hakkında bilgileri, düşünceleri yanlış ve çok yüzeysel.
Birbirleri ile konuşmaya başlıyorlar ve ailedeki herkes kendi şokunu yaşıyor. Yani, ailelerin hoş yanları ve karanlık yanları hakkında kolay okunan bir roman. Bölümler halinde herkes konuşuyor.
Not:3/4
27 Şubat 2025 Perşembe
SAĞDAN SAY
Üç bankadan mesaj gelmiş. Hadi dört olsun, gelsin bir tane daha. Unutma üzümleri ikişer ikişer ye. Gece onikide uyu veya iki, yani bir olmasın. Annemlerle kaç evde oturduk, tek sayı mı olmaz. En son kaç gece önce ağladım. Çift sayı olsun.
Anane, musavvit duası kaç defaydı, 731 mi, güzel, mukit kaçtı, 550 mi, olmaz tek olmalı, kebir kaçtı, iki yüz otuz iki mi, anane dijital tespihle saysana, anane sen zamane oldun dijital oldun, anane şimdi 335 defa sevgili torunum de, bütün dileklerim gerçekleşsin Ramazanda, bayramda, bol bol çikolata yiyeyim, ananeciğim Allaha emanet ol seeen ben dizi izliycam, bak dizide Fatih’te Vezirhan’a gidiyorlar, gidelim biz de seninlen.
Anane yaa dolapta senin eski yırtık pırtık defterini buldum. Bu şiirler ne?
Deden yazdı onları bana.
Kaç şiir var, tek sayı olsun.
Deden bana aşıktı.
Yok artık anane sizin zamanınızda aşk var mıydı yaa?
Vardı, yoksa sen torunum olmazdın.
Nasıl tanıştınız yaa?
Düğünde tanıştık. Yaz düğünü vardı, sıcakta göbek atmaktan bir dolu kadın bayıldı, çürük sandalyeler vardı, adamlar düştü hastanelik oldu. Biz halayda tanıştık, sonra deden otobüs durağına geldi, sonra çay bahçesi.
Çok romantik anane yaa.
Sen artık bungee jumping, kayak filan yaparken tanışırsın.
Yok anane ben sana çekmişim, bak sen kemiklisin, ben de.
Nee sen bana şişman mı demek istiyon?
21 Şubat 2025 Cuma
ALMAN EDEBİYATI
MÜNİH KOMPLOSU
Wolfgang Schorlau
İletişim Yayınları, 292 sayfa
Alman Edebiyatı da sineması da Ruslarınki ve Japonlarınki gibi kendine özgü, biraz karanlık, gizemli, biraz da sert, hatta melankolik. Bu üç ülke de geçmişlerinde ağır savaşlar yaşamışlar. Almanların geçmişi, imparatorlukları, savaşları acı dolu ama aynı zamanda acımasız da.
Bu roman da gerçek bir olayı ele alıyor. 40 yıl önce Münih’te bir terör saldırısı gerçekleşmiş. Oktoberfest sırasında bir bomba patlamış. Bu olay halen çözülememiş. O dönemde önce bunu bir sol düşünceli eylem olarak lanse edip toplumun tepkisini çekmek istemişler ancak bombayı koyan kişi aşırı sağ örgüt üyesi çıkmış. Tek kişilik bir eylem olduğunu açıklamış, o dönemin siyasi ve emniyet güçleri. Ancak resmi kayıtlarda tanıkların ifadelerine göre en azından 3 kişi birlikte hareket ederek bombayı yerleştirmişler.
Bu olayın üstü kapatılmış. Daha fazla incelenmemiş. Belli ki o dönemin siyasilerinin işine gelmemiş, olayın çözülmesi. Bu dava Alman halkının hafızasından silinmiş. Ancak bu olaydan 10 yıl önce yine Münih’te bu kez Olimpiyatlarda gerçekleşen katliam hiç unutulmamış ve suçlular da bulunmuş.
Romanda Oktoberfest katliamı gerçekleşiyor, bu zaten gerçek vaka, sonra da günümüzün polisi, kırk yıl önceki olayın gerçek suçlularının bulunması için bir detektifi görevlendiriyor. Bundan sonrası kurgu olsa da, yine de o dönemin belgelerine dayanıyor, hasıraltı edilmiş belgelere.
Siyaset, polis, terör, suç romanı diyebiliriz. Romanda anlatılan konu aslında evrensel, bir yandan da. Anlatıldığına göre, terör eylemlerinin altından siyasiler, hükümetler çıkıyor. Yöneticiler, çeşitli nedenlerle bazen halkın ilgisini dağıtmak bazen halk üstündeki baskıyı gevşetmek için bombacılar, tetikçiler yetiştiriyor ve onları terör eylemlerinde kullanıyorlar. Suçlu olarak da başkaları gösteriliyor. Bu eylemleri genelde ülkeler ortak, birlikte gerçekleştiriyorlar. Romana göre, bu durum da dünyanın gerçeklerinden.
İnce işlenmiş romanlardan. Not:3/4
ISLAK BALIK
Volker Kutscher
İletişim Yayınları, 480 sayfa
Roman, birkaç yıl önce izlediğimiz ve 2025 yılında yeni sezonu gelecek olan Babylon Berlin adlı Alman karanlık siyaset ve suç dizisinin uyarlandığı roman serisinin ilk kitabı. Gerçeklerden yola çıkan kurgu roman.
Naziler öncesi Almanya. Naziler yavaş yavaş yükselişte. Birinci Dünya Savaşı sonrası. 1920’ler. Karanlık bir dönem. Hükümet, devlet, Naziler, çeteler, silah, uyuşturucu. Dönemin gerçekleri anlatılıyor. Cinayetler, suçlar kurgu gibi. Ancak hepsi bir şekilde gerçek olayları temel alıyor. Alman sinema yönetmeni Fritz Lang’ın ünlü filmleri M ve Dr. Mabuse’daki kahramanlar bu romanda da bulunuyor.
Berline atanan genç bir detektif, önce pornocuların peşine düşüyor sonra da katillerin. Katillerin Nazilere silah sağlayan yeraltı örgütleri ve polis ile işbirliği bulunuyor. Detektifin soruşturmaları haliyle hep engelleniyor. İşin içinde silahlar, altınlar, rüşvetler olunca kimse gerçekleri istemiyor.
İnce işlenmiş, heyecanlı ve karanlık olaylar. Okuyunca şunu anlıyoruz ki dünya değişmiyor. Not:3/4
18 Şubat 2025 Salı
BCP ŞUBAT
Blogları Canlandırma Projesi etkinliğimizde Şubat ayı temaları romantik, romantik komedi, aşk, sevgi, yalnızlık, içsel dönüşüm.
Konuya uygun bir Yunan dizisi ve İrlanda filmi izledim.
ADA VE MAESTRO
Yunan müzik, aşk, dram dizisi. Yönetmen ve baş aktör Christopher Papakaliatis ve baş kadın oyuncu, manken, tiyatrocu Kleila Andriolatou. Dizi, minik Paxos adalarında, ana limanları Gaios’da, Korfu’da ve Atina’da çekilmiş. Dizi sürükleyici ancak adalar, manzaralar, evler diziden daha da güzel.
Orkestra şefi Orestos, minik bir adaya davet edilir. Müzik festivali düzenlemesi için. Adada müzisyen kız Kleila ile birbirlerine aşık olurlar. İkisinin aşkı pek kabul görmez. Ayrıca, ada halkı arasında da aşk, aldatma, ihanet yaygındır, bunun yanında iş rekabeti, yolsuzluk da vardır. Ufacık bir yerleşimde gerilim çoktur. Aynı zamanda da festival hazırlıkları devam eder.
Üç sezonlu az bölümlü dizi oldukça heyecanlı. Yemekler, müzikler de hoş. Pandemi dönemini anlatan dizi, 2022-2024 yıllarına ait. Devamı da gelebilir.
Adalarda aşk izlemek isteyenlere. Not:3/4
IRISH WISH
2024 yılı İrlanda romantik komedisi. İrlanda güzel doğası ile çok uygun romantik filmlere. Herkesin sevdiği Leap Year gibi. Başrolde Lindsay Lohan.
Maddie’nin sevdiği erkek, onun yakın arkadaşı ile evlenecektir. Kendisi de nedime olacaktır. Maddie, bir İrlanda cadısına dua eder, zaman geriye döner ve adam Maddie ile evlenecektir artık. Ancak işler yolunda gitmez. Aşk konusu karmaşıktır ve cadının da niyeti başkadır.
Keyifli, hafif film isteyenlere. Not:3/4
BCP Ocak ayı temalarımız ise panayır, festival, fuar, müzik, dans, kermes, yemek, etkinlik vb. içeren eserler, yazılar, katılımlarımız idi.
Katılan arkadaşlarımız:
SUDE-Şarlo'nun Sirk adlı filmi
https://sayfadansayfaya.blogspot.com/2025/01/bcp-ocak-film-yorumu.html
BULUTTAN ÖTE-Şair İlhan Berk'ten Şifalı Otlar Kitabı
https://buluttanote.blogspot.com/2025/02/bcp-ocak-sifal-otlar-kitab-ilhan-berk.html
FIGHTING-Bir Sarah Adams romanı: Roma Tatili
http://www.fightinggblog.com.tr/2025/02/roma-tatili-ii-sarah-adams-kitap-yorumu.html
DEEP-Bir Panayır Hikayesi adlı yerli film
https://sadevederin.blogspot.com/2025/02/bcp-ocak.html?sc=1739725137310#c2537028631856508762
YÜREĞİMİN İKLİMİ-Son Sirk adlı film
https://yuregiminiklimi.blogspot.com/2025/01/bcp-blogger-canlandirma-projesi-ocak.html
13 Şubat 2025 Perşembe
BAHARLIK RUHLAR
Hayat hep geçiyor. Bazen karlı sisli bazen zarif bazen dramatik. Yaşarken yaşıyoruz ama düşünmüyoruz geçeceğini.
Hayatımızın senaryosunu da yazamıyoruz. Düşünmeden içtenlikle yaşamak yeterli aslında. Hayatı kandırmak zor.
Bazen sakin dümdüz akan bir nehir gibi bazen de kabare, trapez gibi oluyor. Anlar var, bir tweet kadar süren. Instada koleksiyonunu yapıyoruz. Geçmişi değil de hatıraları seviyoruz.
Bağımsız bir film gibi yaşamak istiyoruz, kuralsız, özgür ama genelde popüler filmler gibi oluyor hayatımız. Yaşadıklarımızı montajda atamıyoruz ama yeniden kurgulayabiliyoruz geleceğimizi.
Marketteki her şey renkli, biz de öyle olalım. Ruhlarımızda da hijyen olsun. Marketlerde kalplerimiz, ruhlarımız için de alışveriş yapabilelim. Kırılmaz kalpler, ruh aynaları, düzleştiricisi.
Üstümüze gelir bazen, korku tüneli gibi, bazen Amelie gibi şirin, olumlu, bazen de amele gibi. Hayatımıza yaptığımız makyajı da silip atalım, sadesi iyidir. Çekmecelerde biriktirdiğimiz ıvır zıvır sorunları, yıkanmamış bulaşıklar gibi duran sıkıntılarımızı çöp poşetlerine koyalım.
Hayatımıza nazar değmesin. Bahar geliyor. Buz mavisinden ilkbahar yeşiline geçiyoruz. Ruhumuza çimdik atalım. Daha renkli dönelim hayatımıza.
7 Şubat 2025 Cuma
BCP OCAK
Blogları Canlandırma Projesi etkinliğimiz devam ediyor.
Ocak ayı temalarımız; Panayır, festival, fuar, müzik, dans, kermes, yemek, etkinlik vb. içeren eserler, yazılar, katılımlarımız.
Şimdiye dek Yüreğimin İklimi, Sude ve Buluttan Öte yazdılar. Önümüzdeki günlerde diğer arkadaşlarımız da yazınca aylık raporu da yazıcam.
Çok geniş konu, tema zengin. Ben de panayır konusunu seçtim ve bu konuda bir Türk filmi izledim. Yok olan panayır kültürü üzerine bir kurgu film, bir aşk, dram filmi. Film, Trakya'da, Kırklareli'nde yazın gezen panayırlarda çekilmiş. Göçer panayırlar.
HAZAN MEVSİMİ: BİR PANAYIR HİKAYESİ
Yönetmen: Mehmet Eryılmaz, 2008
Başrolde oyuncu ve kişisel gelişim uzmanı Zümrüt Erkin.
Nursen bir panayır şarkıcısı. Yıllardır panayırlarda yaşayan kızın bir ailesi yok. Panayırdan başka yer bilmiyor. Çalıştığı panayır küçük şehirlerin kırsallarında dolaşıyor.
Panayıra yakın bir yol yapımında çalışan işçi Cemal, arada bir panayıra geliyor, eğlenmeye. Nursen ile Cemal birbirlerini seviyorlar.
Bu ikisinin bir ilişkisi olabilir mi? Bir hayat kurabilirler mi?
Hafif hüzünlü, gerçekçi bir sevgi hikayesi ancak panayır yaşamı bir belgesel gibi. Bu açıdan ilginç, önemli film. Kaybolan bir yerel kültür. Çevrimdışı apayrı bir hayat.
Ülkemizin bilmediğimiz bir yüzü.
5 Şubat 2025 Çarşamba
ZAMANE KIZI
-Masai Mara ve Serengeti’de öğlen yemeğine başladılar anne.
-Kim ya? Nerde?
-Aslanlar anne, çöllerde.
-Kızım hadi sen de mutfağa, marş marş.
-Anne ya dizilerde uşaklar yemek yapıyor.
-Senin uşağın yok burda kızım.
-Anne yaaa Uşaklı birinle mi evlensem.
-Kızım sen evde kaldın ya.
-Ya anne evde kaldım ama neden, KPSS atamalı evde kaldım ben.
-Kızım yaaa sen evde oturmaktan manyaks oldun.
-Hayır anne yaa benim jeomanyetik kutbum yerinden oynadı. CERN’den geldi bu bilgi.
-Ayol Ceren de senin gibi evde kalmadı mı, o nerden biliyor bunları.
-Anne yaaa Ceren dijital içerik üretiyor bir kere.
-Sen de dolma içi üret, akşama baban için.
-Annecim yaa ben evden çalışmıcam, ofiste çalışcam, öğlenleri kart ile yemek yicem, bana mobbing yapcaklar.
-Kızım sen oje mi kokladın, aseton mu?
-Anne sen çok pervasız konuşuyon, o dizideki kız gibi, anne sende hiç perva kalmamış.
-Ya baban senin ofiste çalışmana vize vermez.
-Anne bende Şengen var ya, her yerde çalışabilirim.
-Kızım bak, durum bildiriyorum, yemek yapmazsan akşama baban seni matrix yapar.
-Anne yaa ben olmasam sen napcan de mi. Kimle eğlencen. Bak babam beni ev kızı olarak atadı bu eve. Sekizin birinden ev teknisyeni.
-Evet kızım kadronu da ben verdim sana.
24 Ocak 2025 Cuma
MİNİ DİZİLER 2
ALMA’S NOT NORMAL
Az bölümlü iki sezonlu, 2020 ve 2024 yılları, İngiliz komedisi. Sophie Villain dizinin yazarı ve başrol oyuncusu.
Alma yoksul bir aileden, işçi sınıfından. Hiçbir yeteneği, özelliği yok. İş bulmakta çok zorlanıyor. Buna rağmen iş bulup çalışmak ve iyi yaşamak için uğraşıyor. Anlık yaşıyor, anlık öfkeleniyor, seviniyor. Değişik bir karakter. Anne ve anneannesi de çok değişik, özgün karakterler. Bu üçü kafadan kaçık gibiler ve gerçekten de komikler. Not:3/4
THE WIVES
Malta, İngiliz ortak yapımı az bölümlü 2024 yılı dram dizisi.
İngiliz bir aile uzun yıllardır Malta’da yaz tatili yaparlar. Erkek kardeşler ve eşleri, eltiler. Bir yaz eltilerden biri kaybolur. Aradan bir yıl geçer. Erkek kardeş tatile yeni sevgilisi ile gelir. Eltiler yeni kızı kabullenemez. Yaz tatili keyifsizleşir. Güzel yaz görüntüleri eşliğinde bir gizem. Not:3/4
PAYBACK
2023 yılı az bölümlü İngiliz mini suç dizisi. Başrollerde çok sayıda dizide, filmde izlediğimiz oyuncular Morven Christie ve Peter Mullan.
Muhasebeci bir kadının kocası öldürülür. Kadın, kocasının bir çete reisi için para akladığını öğrenir ve kocasının da reise borcu kalmıştır, ortada kaybolan para vardır. Kadın parayı bulup kocasının geçmişini temizlemek ister. Yine sakin giden heyecanlı dizi. Not:3/4
PERFECT VERPASS
2024 yılı az bölümlü Alman komedi dizisi.
Bir erkek ile bir kadın aynı küçük şehirde yaşarlar, Marburg. İkisi de insan ilişkilerinde beceriksizdir, şanssızdır. Bu ikisi birbirlerine çok uygun bir çift gibidirler, yani biz onları öyle görürüz. Ama bir türlü tanışmazlar, karşılaşmazlar. Şeker dizi. Not:3/4
THE BREAKTHROUGH
2025 yılı İsveç mini gerçek suç dizisi. Başrolde çok sayıda dizisi ile tanıdığımız Peter Eggers.
Stockholm’un bir banliyösünde bir sokakta güpegündüz bir adam rastgele iki kişiyi bıçaklar. Yaşlı bir kadın ile küçük bir oğlanı. Görgü tanığı da vardır ama katil bulunamaz. Aradan 16 yıl geçer. Gelişen DNA teknolojisi sayesinde katil saptanır. Not:3/4
SUBTERAN
2025 yılı Romanya mini suç dizisi.
Genç bir kadın nişanlısı öldürülünce, neler olduğunu anlamak için, mecburen kimlik değiştirip Bükreş suç ailelerinin tehlikeli dünyasına girer, intikam için. Aksiyon dizisi sevenlere. Not:3/4
22 Ocak 2025 Çarşamba
GÜNLÜKLERDEN
Komşunun kombisinin içine kedi girmiş, sıkışmış. Zor çıkarmışlar. Herhalde soğuktan, yağmurdan kaçmak için sığındı.
Yürüyen merdiven kime yürüyor?
Mahallede gördüm, alışverişte, bir ufak kız bisikletçiye gelmiş, tekerlere hava bastırıyor, basma havanı dedim, içimden.
Dyson almayan kimse kalmasın. Herkesin evinde bir Dyson olsun. Bir çift boşanmış da adam evdeki her şeyi vermiş ama Dyson hava temizleme kalsın demiş. Bazı insanlar Dyson tipi oluyorlar.
Şemsiyeler. Yağmurda bir yere girdiğimizde, şemsiyeleri kapıda bırakıyoruz. Çıkarken hep başka bir şemsiye ile çıkıyoruz. Hepsi siyah, birbirine benziyor.
İstanbulda hayat öyle hızlı ki yavaşları dinleyen yok, kimse sabredemiyor dinlemeye.
Çağdaş Sanat anlaşılmaz hale geldi. Sanat ile sanat olmayanı ayırmak zorlaştı. Tilda Swinton'ın müzede uyuması vardı örneğin. Sadece uyuyordu. Şimdi de bir şeyler yapıp sanat diyorlar. Karaköy'de işi olmayan çok zenginler kendilerince bir sanat yapıyorlar.
Kişisel gelişim de böyle. Sosyete merakı oldu. Herkeste bir merak. Genelde zengin insanlar yapıyor. Ben bir kuşum diyor, bak şimdi uçacağım. Herkes de onların peşinden gidiyor. Ah ah ne kadar mutluyuz.
Gelinlikler de öyle. Zenginler çok tuhaf gelinlikler yapıyorlar.
18 Ocak 2025 Cumartesi
UZAKDOĞU EDEBİYATI
YABAN KAZI
Ogai Mori
İthaki Yayınları, 142 sayfa
Uzakdoğu Edebiyatı, Kuzey Edebiyatı gibi oldukça kendine özgü. Yerli, Amerikan, İngiliz, Rus, Güney Avrupa, Balkan Edebiyatlarına alışkın olanlar için bu iki bölge edebiyatı çekici seçenekler oldu. Bu nedenle, son yıllarda bu iki bölgenin edebiyatları çevriliyor dilimize.
Japon, Kore, Çin eserleri biraz Rusların zorlu hayatlarını biraz da Kuzeyin hüznünü anımsatıyor. Özellikle Uzakdoğu kültürü bizler için oldukça farklı. Bu kültürün eski temsilcileri gibi yeni kuşakları da özgün. Genelde edebiyatları biraz sert gibi ancak romantizm de var. Vejetaryen, Kasiyer gibi iki çarpıcı eser var son yıllarda. Japonları en iyi anlatan da yönetmen Yasujiro Ozu, geçmiş yaşamlarını onun sayesinde izliyoruz.
Yaban Kazı da 1800’lerin sonlarını anlatıyor. Yazarın kendi yaşadığı dönemi. Diğer birçok Uzakdoğulu yazarın da yaptığı gibi kısacık bir romanda sanki bütün bir dönemi anlatmış. Yaban Kazı, Natsumo Soseki’nin Gönül adlı romanını andırıyor, insan ilişkileri ve duyarlılık açısından. Roman filme de çekilmiş.
Otama yoksul bir aileden gelen genç bir kız ve Suezo adlı zengin ve evli bir erkeğin metresi olarak yaşamak durumunda kalıyor, mecburiyetten. Suezo genç ve güzel karısına iyi davranıyor, maddi manevi olarak. Otama bir gün evlerinin önünden geçen genç öğrenci Okada’yı görüyor ve her gün evin önünden geçmesini bekliyor. Okada da onu fark ediyor ve o da yolunu kadının evinden önünden geçecek şekilde değiştiriyor. Böylece aralarında platonik bir ilişki oluyor.
İnce ve zarif bir öykü ve anlatım. Not:4/4
PAÇİNKO
Min Jin Lee
Epsilon Yayınları, 576 sayfa
Kore Edebiyatından bir dev eser. Rus Klasiklerine benzeyen roman nehir gibi akıp giden eserlerden, epik roman da diyebiliriz. Bulgakov’un Usta ile Margarita romanı gibi bu roman da unutulmazlardan.
Büyük emek harcandığı belli olan eserde, yaklaşık 100 yıl önce Uzakdoğuyu kasıp kavuran Japonların Kore’yi işgali ve Kore’lilerin yoksul yaşamları işlenmiş. Korelilerin bazıları yaşayabilmek için Japonya’ya gidiyorlar, neredeyse aç kalarak yaşıyorlar ve Koreli olmak da büyük utanç. Saklamak durumundalar. Japon gibi davranıp iş bulabiliyorlar.
Eserde bir ailenin yaklaşık bir asırlık yaşamı var. Dört kuşak. Sunja adlı bir Koreli kadın, anne babası, iki oğlu ve torunları, bu dört kuşak. İşgal altındaki Kore’de Sunja ve annesi bir pansiyon işletiyorlar. Yoksullar. Pazarda bir erkek Sunja ile tanışmak için çabalıyor, üstüne düşüyor, onu kandırıp hamile bırakıyor. Ancak adam, adı Hansu, evli. Sunja adamı reddediyor ve pansiyonlarına gelen hastalıklı bir din adamı ile evleniyor. Sunja’nın Hansu’dan bir oğlu oluyor. Sunja, din adamı kocası ve oğlu, Japonyaya göç ediyorlar. Burada da yoksulluk devam ediyor. Bir oğulları oluyor. Din adamı ölüyor. Hansu, oğluna yardım ediyor. Sunja’nın iki oğlu büyüyor ve yaşam devam ediyor. İki oğlan da farklı dönemlerde paçinko salonlarında çalışıyor. Paçinkolar, atari salonu gibi, internet kafe, oyun salonu benzeri salonlar. Makineler yoluyla kumar oynanıyor.
Bu ailenin yaşamı anlatılırken Kore ve Japonya’yı da okumuş oluyoruz. Bir dönem romanı yani. Yoksulluk, baskı, paranın gücü, zor yaşamlar. Dizisi de çekilmiş.
Hüzünlenerek ama heyecanla okunan bir roman. Not:4/4
16 Ocak 2025 Perşembe
MİNİ DİZİLER
Yılın ikinci altı ayında 43 adet dizi izlemişim. Avustralya, Güney Kore, İsveç, Kanada dizileri çoğunlukta. Bütün ülkelerden diziler izliyorum. Sırbistan, Mısır, Çin, İtalya, Yeni Zelanda gibi. Tür olarak ise, okul, gençlik, komedi, romantik, suç, polisiye, gizem çoğunlukta. Her sezonda da bir yerli dizi seçiyorum. Bu yıl Hudutsuz Sevda ile Prens oldu.
En iyiler ise;
YENİ DİZİLER:
Black Doves
2024 yılı İngiliz casusluk dizisi. Keira Knightley, Ben Whishaw başrollerde.
Bir kadın casus, siyasi amaçlarla bir politikacı ile evlenir. Ancak, karşı casusluk grupları da vardır. Herkes birbirinin peşindedir. Ülke içindeki siyası gruplar da. Hayatta kalma savaşı. Keyifle izleniyor. Not:3/4
Detective Cross
2024 yılı A.B.D. polisiye dizisi.
James Patterson romanlarının ünlü detektifi Alex Cross, filmlere konu olmuştu. Şimdi de dizisi çekildi. Yetenekli Cross’un maceraları polisiye sevenler için. Not:3/4
Missing You
2025 yılı İngiliz suç gerilim dizisi. Harlan Coben’den yeni bir uyarlama. Coben’in çok sayıda filmini, dizisini izledik.
Bir kadın polis, yeni davalarla ilgilenirken bir yandan da yıllar önce kaybolan sevgilisi ve ölen babasının sırlarını çözmeye çalışır. Gerilim, gizem, sırları sevenler için. Not:3/4
Say Nothing
2024 yılı İrlanda gerçek dönem dizisi.
1970’lerden başlayarak Kuzey İrlanda ile İngiltere çatışmasını anlatan dizide gerçek kişilikler ve olaylar işleniyor. Karakterlerin bazıları halen hayatta ve aktif görevdeler. IRA örgütü iç çekişmeleri ve İngiltere ile savaşlar, ölümler, dramlar işleniyor. Çok etkileyici, gerilim dolu gerçek hayatlar. Kaçırılmaz. Not:4/4
9 Ocak 2025 Perşembe
BCP ARALIK RAPORU
Blogları Canlandırma Projesi etkinliğimiz devam ediyor. Dört yıl oldu. Her ay temalar seçiyoruz ve o temalarda kitap, müzik, sinema, dizi, gezi, program, şov gibi eserler okuyup dinleyip izleyip yazıyoruz ay sonlarında ya da yeni ayın ilk haftası civarında.
Son aylarda katılım azaldı. Hep çoktu şimdiye dek. Bu yıl çoğalır yine. Okurix, Sessiz Gemi, Bez Cadıları gibi etkinliğin kurucusu arkadaşlarımızı bekliyoruz yakında.
BCP Ocak ayı temalarını seçtik. Panayır, festival, fuar, müzik, dans, kermes, yemek, etkinlik vb. içeren eserler (kitap, müzik, dizi benzeri ürünler).
Aralık ayı temalarımız ise yılsonu, yılbaşı, yeniyıl ve kış mevsimi idi. Katılan arkadaşlarımız:
Fighting-Bir yılbaşı filmi
http://www.fightinggblog.com.tr/2025/01/gelecek-noelde-bulusalm-ll-film.html
Tefrika-Tabutta Rövaşata adlı film
https://svdozb.blogspot.com/2024/12/tabutta-rovasata-film-yorumu-bcp-aralk.html
Yüreğimin İklimi-Yılbaşı filmleri
https://yuregiminiklimi.blogspot.com/2024/12/bcp-blogger-canlandirma-projesi-aralik.html
Bonheur-Klaus adlı film
https://murekkeplehayaller.blogspot.com/2025/01/bcp-aralk-ylsonu-ylbas-yeni-yl-ve-ks.html
Deep-Kış temalı romanlar
https://sadevederin.blogspot.com/2025/01/bloglari-canlandirma-projesi-12.html
Nurgül K.-Kış mevsiminde okunabilecek kitaplar
https://kitapseninarkadasin.blogspot.com/2024/12/ks-mevsiminde-okunabilecek-kitaplar-bcp.html
Hepimize bol kültür sanatlı ve neşeli bir yıl olsun!
7 Ocak 2025 Salı
YILSONU ÖZETİ
KİTAPLAR
Yılın ilk yarısında 14 adet kitap okumuştum. İkinci yarısında 17 adet kitap okudum. Sayı geçen yıllara oranla düşük. Ancak daha az sayıda kitap okuyunca okuduğum kitapların kalitesi daha yüksek oluyor. Okuma miktarı çoğalınca gereksiz kitaplar da okunabiliyor. Yılın en iyileri ise;
Kuzey Edebiyatı-Alex Schulman-Malma İstasyonu/Hayatta Kalanlar
Tore Renberg-Ingeborg’un Tollak’ı
Thomas Schlesser-Mona’nın Gözleri
Raina Telgemeier-Gülümse
Müfide Ferit Tek-Pervaneler
Blog Arkadaşlarımızın Kitapları: İrem Can-8 Dakika
Hanife Mert-Bakış Acısı
FİLMLER:
Yılın ilk yarısında 83 adet film izlemişim. İkinci yarısında ise 32 adet film izledim. Film izleme sayısının düşmesi, dizilerin artık daha çekici gelmesinden. Yabancı dizilerin çoğalması filmlerin popülerliğini azalttı. Diziden çok film izliyoruz. İzlediğim en iyi filmler ise;
Romy’nin Salonu (2019/Hollanda)
Genç Karl Marx (2017/Almanya)
Cennette 5 Dakika (2009/İrlanda)
Ostwind (5 film/2013-2021/Almanya)
Bir Öğrencim İçin (1999/Çin)
Dizileri de başka bir yazıda listeleyeceğim.
4 Ocak 2025 Cumartesi
BLOGLARI CANLANDIRMA PROJESİ 12
BCP etkinliğimiz devam ediyor. Son aylarda katılımcı sayısı düştü ama yine canlanır, çoğalır katılan arkadaşlarımızın sayısı. Ocak ayı temalarına henüz karar vermedik, önümüzdeki günlerde seçeriz temaları.
Aralık ayı temalarımız yılsonu, yılbaşı, yeniyıl, kış mevsimi idi. Bu temalarda film, dizi çok sayıda var. Yılbaşı filmlerini hepimiz biliriz. Kış mevsiminde geçen dizilere gelirsek, Kuzey Avrupa dizilerinin çoğu bu şekilde zaten. İzlanda, Danimarka, Finlandiya dizileri örneğin.
Kış mevsimini seçtim. Kitaplar ile kış mevsimi teması olsun diye düşündüm ve okuyup blogda yazdığım kitaplardan kış ile ilgili olanlarının en iyilerini listeledim.
Ve Durgun Akardı Don-Şolohov
Yaklaşık 2000 sayfalık bu eser Don Nehrini ve Don Kazaklarını anlatıyor. 1900'lerin başları, Rusyanın zor yılları. Köyler, savaşlar, yoksulluk. Edebiyatın en güçlü eserlerinden biri.
Fırtına-İlya Ehrenburg
Nazilerin Rusyayı işgalini anlatan bu roman soğukta, buzda, karda kışta Almanların Rusya içlerine girme çabaları ve her iki tarafın da soğukta telef olmalarını romanlaştırıyor. Unutulmaz etkileyici bir roman.
Bu iki dev eser dışında; Kış Günlüğü (Paul Auster), Palto (Gogol), Rüzgarlı Bayır (Emily Bronte), Vahşetin Çağrısı (Jack London) ve Norveçli büyükusta Tarjei Vesaas'ın Kuşlar, Buz Sarayı adlı kitapları kışın güzelliğini ve zor şartlarını anlatır.
Kış deyince akla Rusya gelir. Ruslar, Rus Sanatı kış nedeniyle melankolik, çok hüzünlü. Bu hüznü ve kışı en iyi anlatan müzisyen de eserleri hüzün barındıran Rachmaninov.
Bu yıl da BCP etkinliğimiz devam edecek.