22 Ocak 2025 Çarşamba

GÜNLÜKLERDEN



İnsanın yüzü kızarınca bu bir hastalıkmış. Kırmızı yüz hastalığı. Çok iş yapan yorulan insanlarda da golfçu dirseği, tenisçi dirseği hastalıkları oluyormuş.

Komşunun kombisinin içine kedi girmiş, sıkışmış. Zor çıkarmışlar. Herhalde soğuktan, yağmurdan kaçmak için sığındı.

Yürüyen merdiven kime yürüyor?

Mahallede gördüm, alışverişte, bir ufak kız bisikletçiye gelmiş, tekerlere hava bastırıyor, basma havanı dedim, içimden.

Dyson almayan kimse kalmasın. Herkesin evinde bir Dyson olsun. Bir çift boşanmış da adam evdeki her şeyi vermiş ama Dyson hava temizleme kalsın demiş. Bazı insanlar Dyson tipi oluyorlar.

Şemsiyeler. Yağmurda bir yere girdiğimizde, şemsiyeleri kapıda bırakıyoruz. Çıkarken hep başka bir şemsiye ile çıkıyoruz. Hepsi siyah, birbirine benziyor.

İstanbulda hayat öyle hızlı ki yavaşları dinleyen yok, kimse sabredemiyor dinlemeye.

Çağdaş Sanat anlaşılmaz hale geldi. Sanat ile sanat olmayanı ayırmak zorlaştı. Tilda Swinton'ın müzede uyuması vardı örneğin. Sadece uyuyordu. Şimdi de bir şeyler yapıp sanat diyorlar. Karaköy'de işi olmayan çok zenginler kendilerince bir sanat yapıyorlar.

Kişisel gelişim de böyle. Sosyete merakı oldu. Herkeste bir merak. Genelde zengin insanlar yapıyor. Ben bir kuşum diyor, bak şimdi uçacağım. Herkes de onların peşinden gidiyor. Ah ah ne kadar mutluyuz.

Gelinlikler de öyle. Zenginler çok tuhaf gelinlikler yapıyorlar.

48 yorum:

  1. Bak ben de sabah kupamı makineden alırken kahvemi döktüm, döküldüğü yerde bir sanat eseri oluşmuştu. Islak bezi aldım, kendime iş çıkardığım için de içimden saya saya o sanat eserini yok ettim. Son bir kaç yudumla teskin olmaya çalıştım ama nafile... Taa ki senin yazını okuyana kadar. Güzel yazıydı yani:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O bende de oldu ama benim bardak kırıldı benim suçum yoktu :) Eşim şöyle bir kızgın baktı ama elilmde kupa bardağın kulpu duruyordu bişey diyemedi :)

      Sil
  2. Yürüyen merdiven, günde 10.000 adımı tamamlıyordur belki. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa çok güldüm ekran başında buna yaa :)

      Sil
  3. Ahahah Soğuktandır o kızarma soğuktan :))))

    Her sabah arabamın motorunu kontrol ederim. Minik dostlarım bazen giriyor. Hele birisi var zor çıkarıyorum. :) Mahallede o kadar araba var gelip benim arabayı buluyor. :)

    Nedir bu Dyson merakı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sinan gcl.

      aa doğru kediler girer tabisi :)

      Sil
  4. Çağdaş Sanat ve Kişisel gelişim işi iyice koptu gerçeklikten:)

    YanıtlaSil
  5. Dyson'u 13 yıl önce iki oğlumda birden alerji çıkınca almıştım. Yıllarca memnun kalarak kullandım. Bu yıl sesinde bir tuhaflık başladı. Bozulursa bu fiyatlara yeniden almam ama.

    YanıtlaSil
  6. Güzel bir düşünceler akışı olmuş, her satırda ayrı bir dünyaya daldım. Kırmızı yüz hastalığıyla başlayıp, Dyson aşkına ve gelinliklere kadar uzanmışsınız. :)
    Benim şemsiyem de hiç siyah olmadı. Bavulum, valizim siyah ama genelde. Korkarım hep bir yere giderken ya karışırsa diye :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kayıp fısıltı.

      şemsiye renkli olmalı yanii bu yazımın yorumlarında öğrendim bunu ben deee :)

      Sil
  7. Kırmızı yüz hastalığı Roza mı acaba.Diğerlerini de ilk kez burada öğrendim.Yine çok güzel bir yazı olmuş, kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mars diary of meri.

      sen deyince baktım nete, roza mış adı ivit :)

      Sil
  8. Çağdaş sanat hiç sevmem. Osur osur ipe diz soran olursa sanat yaptım dersin, te allam :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. küçük kara balık.

      hihi çok şeker sölemişsin yaa :)

      Sil
  9. Ben de Dyson insanıyım (aile arasında dayısının oğlu diyoruz ona), icat eden iki cihanda aziz olsun :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. leylak dalı.

      aa sizden öğrenmiş oldum, dayısının oğlu, iyimiş :)

      Sil
  10. Sanat gibi amacından sapan her şey anlamını yitiriyor. Her kitaba kitap da demem mesela.

    YanıtlaSil
  11. beyaz tenli bir de damarları yüzeye yakın olunca bazısının yüzü en ufak şeyde kıpkırmızı oluyo kıyamam :) sanat eseri dedikleri bi muz vardı sonra birisi onu satın alıp yemişti dünyanın en pahalı muzu diye rekorlar kitabına başvurdular mı acaba :D

    YanıtlaSil
  12. Bahçede çalışmaktan bende de tenisçi dirseği oldu. Bahçıvan dirseği 🤣

    YanıtlaSil
  13. Fotodaki şemsiyeler ne kadar güzel. Sanat deyince duvara siyah bantla yapıştırılan ve müthiş rakamla satiln muz geliyor aklıma. Ve haklısın herkes kişisel gelişimci, herkes pozitif, her şey toksik:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tosbağa günlüğü.

      apartmanın içinde çektim :) ne muzmuş yaa :) eveet toksik :)

      Sil
  14. Kırmızı yüzden gelinliklerr uzanan keyifli bir yazıydı. Emeğine sağlık...:)

    YanıtlaSil
  15. Kapıda dizilen renkli şemsiyeler de sanat olamaz mı olur =))

    YanıtlaSil
  16. Basma havanı :)
    Her şey göreceli artık. Sanat, gelinlik, dyson velayeti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ilkay.

      evet yaaa sanat da göreceli yanii :)

      Sil
  17. Tabi zengin olmak farklı olmayı, her zaman farklı şeyler yapmayı gerektirir :) Canları sıkılıyor Deep o yüzden bunlar hep :)

    YanıtlaSil
  18. Çok güzel ve doğru tespitler bence. Hele ki sanat ve kişisel gelişim olayına kesinlikle katılıyorum Deep :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dada.

      evet yaa sanat ve kişisel gelişim artık sosyete merakları oldu sankilim :)

      Sil
  19. İstanbul da hayatın hızlı olduğu o kadar doğru ki milletin memleketinde yavaşçık yavaşçık geçiyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. su.

      evet evet istanbul dışında acil işler yok :)

      Sil
  20. Tenisçi dirseği hastalığı ben de var, yıllardır çekiyorum maalesef.
    Siyah şemsiyeyi genelde erkekler kullanıyor. Kadınlar ise renklisini tercih ediyor. Benim hiç siyah şemsiyem olmadı. :)
    Şu dünyada zengin olmak da zor. Zengin, aynı zamanda sosyeteyse, saçma ya da değil, ne yapıyorsa hemen moda oluyor. :)
    Çağdaş sanat konusu öyle derin ki...Tabii duygu ve anlam yüklü orjinal, özgün sanata sözüm olamaz ama kopyacılığa alkış tutanlar olduğu sürece sanatta bir santim bile yol alacağımızı sanmıyorum.
    Çok harika bir günlük yazısı olmuş sevgili deeptone.
    Kıymetli paylaşımınıza teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. nazlı toaç.

      eveet günlüklerimden yazıyorum bloga arada bir işte :)

      Sil
  21. Bu tüketim kültürüne hala karışmadığım için çok mutlu ama yalnız hissediyorum. Ama bazen kendimi yetersiz hissetme sebebim de oluyor. Çok arada kalmışlı bir zamandayım. İçimden hala geleneksel yöntem mi oldun sen şimdi gibi sesler de yükseliyor. Çok yorucu maalesef..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. irem yağızel.

      :) böyle olduğun için şanslısın yaaa :)

      Sil
  22. Sanırım bu düşüncede olan insanlarla düşüncemi paylaşmayı özlemişim ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. irem yağızel.

      evet tabisiiiii :) güzeeel :)

      Sil