Kelime Oyunu etkinliğimiz devam ediyor. Her hafta 5 kelime veriyoruz ve bu 5 kelimenin de içinde olduğu öykü şiir deneme benzeri bir yazı yazıyoruz. Herkes yazabilir, herkes 5 kelime verebilir.
Haftanın kelimeleri: Durum/Duygu/Soylu/Kandil/Yetki
VAİNA 31
Dini mimarilerin akustiği her zaman tanrının orada bulunduğunu hissettirecek şekilde tasarlanırdı. Avcıların Yuva adını verdiği ve hem dini bir mekan hem de bir eğitim kurumu olarak tasarlanmış bu mekanın ise sarayın içinde oluşu ve majesteleri için ayrılmış bölümlerinin varlığı ve her yerde dolaşan avcı nöbetçileri ile daha ağır daha kasvetli ve insanı ezen bir yanı vardı. Belki de Lua içinde bulunduğu durum nedeniyle böyle hissediyordu. Fakat Dokhair’in yüzündeki ciddiyet onun da benzer duygular içinde olduğunu düşündürmüştü. Yanlış şekilde nefes alsa bile bunun ölümcül sonuçları olabilirmiş gibiydi. Çift narteksli, apsidial dikdörtgen formlu, üç nefli, yan neflerde ikinci bir katı olan, orta nefin tam ortasında büyük bir kubbe onun önünde ve ilerisinde iki yarım kubbe bulunan ve bu yarım kubbeleri ikişer eksedra ile desteklenmiş muazzam büyüklükteki bina gündüzleri yalnızca büyük kubbenin ortasındaki dairesel açıklıktan içeri giren gün ışığı ile aydınlanıyor geceleri ise dualarda kullanılan kandillere ihtiyaç duyuyor ancak çok açık havalarda ay ışığından payını alabiliyordu. Tavandaki bu açıklık dışında hiçbir penceresi yoktu ve duvarları çevreleyen pek çok niş yalnızca tanrıçanın vasıflarını temsil eden kolossal heykelleri ile donatılmıştı. Yan neflerin üst katlarında yüzleri maskeler ile kapatılmış lüks giysiler ve pelerinler içinde kraliyet üyeleri ve soylular hareketsiz biçimde aşağıda olanları izliyor onları koruyan güvenlikleri birer adım gerilerinde nöbet tutuyordu. Hemen onların altında beyaz üniformaları içinde eğitimlerine devam eden fakat rütbeli olan ve çömezlere eğitim veren avcılar yer alıyordu. Onların da eğitmeni olan ve Dokhair gibi general rütbesine sahip olan avcılar ise yine onlar gibi yan neflerde ancak apsidial mekanın yakınında konumlanmıştı. Apsidial mekanda avcıların en yüksek rütbelileri ve hepsinin yöneticisi olan yüceler bulunuyordu. Kandiller yeterince fazla kullanılmadığı için her yer gölgeliydi ve ön sıradakiler dışında hiç kimsenin yüzü tam olarak seçilemiyordu. Dokhair hayatta kalan adamları ve Lua ile birlikte orta nefte durmuş söz hakkı almayı bekliyordu. Arada bir yukarıda birileri meraklı fısıltılar ile konuşuyor bazense daha genç ve tecrübesizlerin sıkılmış olduğunu gösteren mırıltıları ve sızlanmaları duyuluyordu. Lua korku içinde etrafına çok fazla bakamadan olacakları bekliyordu. Her bir fısıltı her bir sızlanma ve kıpırdanma mekanda yankılanıp kulaklarına ulaşırken gerginliği daha da artıyordu.
Dokhair söz hakkını beklerken yücelerin kendi aralarında geçen davranışlar mimikler ve fısıldaşmalarından dolayı bir terslik olduğunu hissediyordu. İçinden bir ses yüceler arasında bazı anlaşmazlıklar olduğunu ve gruplaştıklarını söylüyordu. Ama bunun kuruntu olduğuna kendini ikna etmeyi başardı. Onların aralarında var olan sorunlar şu an için önemli değildi. Fakat en solda duran ve diğerlerinden daha genç görünen kadın Dokhair ile göz göze gelmemeye çalışsa da bir an için gözlerine baktığında bakışındaki bir şey Dokhair’in şüphelerini daha da arttırmaya yetmişti. Onun adı Thara’ydı ve eskiden Dokhair’in nişanlısıydı. Saçma bir sebepten ayrılmış olsalar da dostlukları bitmemişti ve hala tek bir bakışı ile pek çok şey anlayacak kadar birbirlerini iyi tanıyorlardı. Dokhair her zamankinden daha temkinli olması gerektiğini hissediyordu. Tam neler olduğunu anlamak için derin düşüncelere dalmışken ve zihninde Thara’ya fark edilmeden ulaşıp konuşmaya çalışırken Yuce Vaâll “Dünyada olan biten hakkında yeni bilgilerle geldiğini ve sorunun sebebini bildiğini söylemişsin Dokhair. Herkesi toplamak için yetkini kullandın ve işte hepimiz buradayız. Bu yetkinin sorumluluğu hakkında yeterince bilgin olduğunu düşünüyorum. Bizi statü gibi şeyler sebebiyle boşuna oyalamak gibi bir hataya duşmeyeceğinden eminiz. Öyle değil mi? Şimdi.. seni can kulağı ile dinliyoruz burada toplanma sebebimizi anlat usta Dokhair.”
Dokhair Vaâll’ın içten pazarlıklı yapısını herkesten iyi bilirdi ve yüceler arasına seçildiğinde herkes ne kadar şaşırmış olsa da bunu çabuk kabullenip geçmişini unutmuşlardı. Konuşurken sesindeki nüansların rahatsız edici ve alaycı hali Dokhair’in sinirlerini bozuyordu. Söz hakkı vermek için hepsinin ulu baba dediği ve hepsinden daha yaşlı ve bütün yüceleri eğitmiş olan Rauba’nın yüz yıllık meditasyonundan uyandırılıp getirilmesi beklenmişti. Ancak Rauba’da da bir terslik vardı. Gözleri boş bir şekilde bakıyor ve olanlara anlam veremiyor gibiydi. Dokhair konuşmaya nasıl ve neresinden başlayacağını tam olarak kestiremese bile Ingrid ve Lua’dan belki de hiç bahsetmese daha iyi olacağını düşünmeye başlamıştı. “Her şeyden önce ulu Rauba’nın meditasyondan uyanışında bir sorun olup olmadığını bildirmenizi isterim. Söyleyeceklerimin hepiniz tarafından dikkatli dinlenmesi gerekliliği bulunuyor ve böyle bir toplantıda karar vericilerin sağlığının yerinde olması esastır. Ulu Rauba uyanış ritüelini eksiksiz tamamlamış mıydı affınıza sığınarak sormak zorundayım.” diyerek konuşmaya başladı. Yüceleri sorgulamak konuşmaya başlamanın iyi bir yolu olmasa da böyle ciddi bir toplantıda prosedürü takip etmek hakkıydı.
Kalemine sağlık deep ...
YanıtlaSilcamdan düşler.
Silteşekkür ederiiim :)
Mekan tasvirlerini çok iyi yapıyorsun. Anlatımın çok güzel. Ortamdaki gerilim hissediliyor. Dokhair'i sevdim ben, temkinli olmasında yarar var tabi. Kalemine sağlık. :))
YanıtlaSilduygu emanet.
Sileveet bakalım neler olcaak :)
Sizin bu fantastik hikayelerinizi ilgiyle takip ediyordum güzeldi ama ucunu kaçırdım keşke kitap olarak yayımlanabilse (umarım bir gün olur) o zaman kesin okuyacağım. Elinize sağlık:)
YanıtlaSilgül akça.
Silpeki aklımda olsuuun :)
Akıcı olmuş. Yağ gibi akıyor okurken. Hikaye , bana bir PC oyununu hatırlattı. :)
YanıtlaSilgizli pencere.
Silyaa oyun mu, bilmem ki valla hangi oyun ki acabaa :)
Şiir olarak ben katılsam bari. Acemi şair olarak saçmalarım bir şeyler. :)
YanıtlaSilrehitu.
Silolabiler tabiii :)
Okurken çok gerildim. Toplantı çok önemli ve Rauba'nın durumu da aklıma Vaina ile ilgili olmadık şeyler getiriyor. Hayırlısı diyelim :) Kalemine sağlık deep :)
YanıtlaSilfilm gündemi.
Silanneee bakalım neler olcaaak :)
Seriden yeni bir hikaye:)Kalemine sağlık
YanıtlaSildiary of meri.
Siliyi oturdu bu seri :)
Rauba'da bir işler var gibi bu yücelerin vainayı anlamamış olması da garipmişse o zaman orda da bir sorun çıkacak herhalde :)
YanıtlaSilsessiz gemi.
Silamaniiiiin anneee :)