29 Eylül 2022 Perşembe

KELİME OYUNU 96




Kelime Oyunumuz devam ediyor. Her hafta 5 kelime veriyoruz, bu 5 kelimenin de içinde olduğu öykü şiir deneme benzeri bir yazı yazıyoruz. Herkes 5 kelime verebilir veya herkes katılıp yazabilir.

Haftanın kelimeleri: Yangın/Tütsü/Işık/Döşeme/Dudak/

VAİNA 15

"Bir yangın çıkmış olmalı..." diye düşündü. Ama bu konuda bir şey yapmak gerekli mi ondan emin değildi. Kolunu bile kıpırdatamıyordu. Gözlerini açmak bile çok zordu. Hatta düşünmek bile o kadar zordu ki arada bir düşündüğü şeyi unutup baştan alıyordu. Tekrar "Bir yangın çıkmış olmalı..." diye düşündü. Şu an en doğru çalışan duyusu koku duyusuydu ve keskin bir is kokusu burnuna dolmuş durumdaydı. Bir an için öksüreceğini sandı. Ama bunun için bile bedenini yönetemiyordu. Sonra bu is kokusunun içine karışmış başka kokular olduğunu algıladı. Bu bir yangın kokusundan çok bir yas töreninde yakılan büyük ateşten yayılan rayihayı andırıyordu. Yas tutma töreninde meydanda üç gün sönmeyen bir ateş yakılır ve herkes o ateşe çeşitli otlar ve baharatlar atarak çıkan koku ve duman sayesinde kötücül ve şerli şeyleri uzaklaştırmaya yardım ederdi. Biraz kekik biraz leylak ve adını hatırlayamadığı ama ağır kokulu başka birçok bitki birbirine karışmış yoğun kokularıyla bulunduğu alandaki bütün havayı nefes alması zor hale getirecek kadar uzun süredir yanıyor olmalıydı. Bunun bir yas ateşinden kaynaklanmadığını söylemek mümkündü. Onun yerine bir çeşit tütsü banyosunda öylece unutulmuş olduğunu düşündü. Böyle giderse dumandan zehirleneceğini düşündü.

Gözlerini açmayı başardığında içerinin loşluğuna rağmen ışık o kadar parlak gelmişti ki buna alışması epey zor oldu. Görüşü netleşip etrafındaki nesnelerin şekilleri belirginleşince ahşap döşeme üzerine serilmiş bir yer yatağında olduğunu gördü. Etrafta pek bir eşya yoktu ama biraz ötede bütün o kokunun kaynağı olan tütsü tabağından hala yayılan dumanları ve közleşmiş bitki kalıntılarını fark etti. İnce otların yanında birkaç ağaç kabuğu da tutuşturulmuş gibiydi. Hala yandığına göre onu sürekli tazeleyen biri olmalıydı. Ama etrafta kimse yoktu. Tavandan ve duvarlardan mümkün olan her yerden baharat torbaları ve kurutulmuş bitkiler sarkıyordu. Gözleri ışığa alışınca içerinin aslında nispeten karanlık sayılabileceğini fark etti. Odada bulunan tek pencerenin iki kanadı da dışarıya doğru açıktı. Güneşin batmak üzere olduğu anlaşılıyordu. Dışarıdan arada sırada koşuşturan çocukların ve yakınlarda bir kümes olduğunu belli eden tavukların sesleri geliyordu. Bazen uzak bir köşeden bir demircinin örsle demire düzenli bir ritimle vuruşu duyuluyor sonra bir sessizlik oluyordu. Bu sesleri dinlerken birkaç kez yeniden uykuya dalıp uyanmıştı. Ama ne zaman kendine gelse yine etrafta kimse olmuyordu.

Birkaç gün böyle geçerken birilerini görebildiği tek zaman ateşler içinde kıvrandığı için buz gibi sulara batırılmış havlulara sarmalandığı ve titremekten konuşamadığı anlardı. Fakat bu kötü anlar ve sakin uyanışlarının hangi sırayla ve ne aralıklarla olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu. Neyse ki gün geçtikçe bilinci toparlanmaya ve uyanık kalma süresi artmaya başlamış ve çok fazla ateşi çıkmaz olmuştu. Artık gittikçe daha iyi hissediyordu. Uyanışlarından birinde sonunda acı içinde titremediği bir sırada odada birini bulabilmişti. Odanın ortasında serdiği bir örtünün üzerine çeşitli bitkileri yaymış olan yaşlı bir kadın bir öğütme taşına elindeki başka bir taşla vurup bitkileri eziyor ve krem haline getiriyordu. Birkaç kez ona seslenmeyi denedi. Dudaklarını kıpırdatmak epey zor olsa ve nefesini kelimelere dönüştürmek uzun sürse de sonunda "neredeyim?" diye sormayı başardı.

11 yorum:

  1. Gerçek dünyaya hoş geldin Ingrid :))

    YanıtlaSil
  2. Süper oldu bu seri, eline sağlık Deepcim:)

    YanıtlaSil
  3. müfred.

    evet evde zeytin yapmak lazım bir de :)

    YanıtlaSil
  4. Bu bölüm sakindi ama güzeldi. Sonunda kendine geldi, aşamayı güzel anlatmışsın. :)

    YanıtlaSil
  5. http://tosbagagunlugum.blogspot.com/2022/10/kelime-oyunu-96.html

    sevgili tosbağa günlüğü nün yazısısı :)

    YanıtlaSil